bugün

the curious case of benjamin button

gecenin 2sinde oturdum bu filmin basina. tek dilegim beni sabaha kadar ayakta tutmaya değecek bir film olmasıydı. kadroya bakınca ümit veriyordu zaten ama yine de ne olur ne olmazdı temkinli olmak lazım. neyse başlandı ve bitirildi film. güzel de olmuş ama sorun ben de mi filmde mi bilemedim sürekli başka şeyleri çağrıştırdı bana film. forrest gumpa gittim bol bol. benjaminin balıkçılık yapması savaşa katılması filmin onun ağzından anlatılması forrest gump ile ortak noktalarıydı. hele çocuğunun olacağını duyduğunda 'ya benim gibi olursa' diye sorması forrestın çocuğu olduğunda ilk sorduğu soru olan 'zeki mi yoksa benim gibi mi'yi anımsattı ve yine efkarlandırdı bir cigara yaktırdı. bir de can yüceli hatırlattı bol bol bana film. satırları akıp gitti sürekli beynimden o malum şiirin. film de akıp gitti bu sırada brad pitt giderek alıştığımız bildiğimiz halini almaya başladı. derken toy bir delikanlı oldu. daha da küçüldü küçük bir çocuk oldu. ve en sonunda sevdiği kadını kucağında son bir kez bakarak gözlerini yumdu hayata. belki de bir çok kimseye nasip olmayacak şeyi yaşadı bu sıra dışı hayatının sonunda. sevdiğinin kollarında onun gözlerine bakarak uykuya dalarcasına ölüverdi..
güzel filmdi sabahlamaya değdi. ve söylenecek son söz: büyüksün can baba.