bugün

abdurrahim karakoç

http://www.milliyet.com.t...sini%20kutladi&ver=21

"“Yahudilerin Hanuka-manuka, Tuzsuz Peynir bayramları ile insan kanından imal edilmiş çörek bayramı da sizin olsun...O gayrimüslim bayramlarını biz de mi kutlamalıyız? Hadi s...n oradan ukala satılmışlar... Durmadan çam kesmeye devam eyleyin. Durmadan hindi kesmeye gayret gösterin...Mezeleriniz bol olsun ki tıka-basa içesiniz, sonra da yola-bele kusmuğunuzu dökesiniz... Nasıl olsa devlet baba, polis ve itfaiyeci kullarını hazır vaziyette bekletiyor sizler için... Hayvan leşi gibi kıpırdamadan yatanlarınızı dört ayaklarından tutarak evlerine kadar taşıyacak görevliler mevcut... He ya, büyük ikramiye hangi ilimize çıkmıştır? Ve dahi: “Yılbaşı kutlamaları Hıristiyanlık âdeti değilmiştir... Takvim yılının icadıyla başlamış mış mış... Tu utanmaz yüzlerinize..."

biçiminde yaptığı fantastik yorumla bu saatte tebessüm etmeme neden olmuştur. ayrıca son cümlede milliyet tarafından kendisine verilen ayar gözlerden kaçmamaktadır diyor ve şimdi müthiş gazetecilik örneği olan kendisini sorgulamaya geçiyoruz.

şimdi bir kere kitlesel olarak bahsettiği yahudi bayramları ülkemizde kutlanmamaktadır. kendisi yakınlarıyla zamanında kutlamış olabilir, daha sonra bu kimselerle araları açılıp şu anda eleştiriyor olabilir, bilemeyeceğim. lakin dediğim gibi yurt çapında kitlesel olarak bu tür bir bayram kutlanmamaktadır. kutlayanlar varsa bunlar zaten yahudi cemaatine ait zümredir ki, abdurrahim beyefendinin yahudilerin kendi bayramlarını kutlamasına müdahele hakkı yoktur. varsa bilelim, zira o kudreti kendinde buluyorsa bu entry de editlenecektir duruma göre.

köşeyazısında küfür kullanma ekolünü daha önce kullanan var mıdır bilemeyeceğim, en var ki tanık olduğum en berbat üslubu kullanmış. zira kendisinin karısı ve dahi çocukları değiliz, ne kutlayıp kutlamayacağımız hakkında da kendisi karar mercii değil bildiğim kadarıyla. kanımca çirkinleşmiş bu noktada. güzelleştiği bir nokta var mı diye düşünmeme neden oldu bu cümle bana. lafı uzatmadan çam ağacı kültürünü öğrenmesi icap etmektedir. velhasıl kelam yahudi geleneklerine gösterdiği özeni, yılbaşı gibi herhangi bir dinin tekelinde olmayan özel bir güne göstermemiştir. şimdi camdan bakınca yanıp sönen çam ağaçları görüyorum abdurrahim bey. ve inanır mısınız bu çam ağaçlarının tamamı plastik. he illaki 'yok onlar gerçekten çam ağacı' diye bir iddiada bulunursanız, size sorarım, çam ağacının ebatları nedir bilir misiniz? zira bir çam ağacını tutup, yaşam alanınıza getirmeniz için herşeyden önce minimum 3-4 metre yükseklikte tavanı olmalı evinizin. peki bu çam ağaçları ufaktır derseniz ben de size zaten ufaksa bunun gerekli zemini hazırdır derim. bu konuda yeşil ve doğa sever kalbi rahat olsundur.

hindi kesme konusunda bizleri desteklemeye çalışmış, teşekkür ediyorum. kendisine hindi borcumuz olsun.mezelerimiz hakkındaki temennisini ciddi bir biçimde eleştiremeyeceğim, zira kendisine teşekkür ediyorum umarım bitmez mezelerimiz. ayrıca konuya uzak kaldığı belli rakının mezesi sohbettir, bu da benden kendisine naçizane bir genel kültür bilgisidir. belki hayatı boyunca işine yaramaz ama bilmesinde sakınca yoktur. zira kendisi de en azından bana küfür dağarcığının derinliklerini açmıştır.

kendine müslüman diyen bir adamın kendi gibi davranmayan insanlara hayvan leşi betimlemesi yapması ne derece doğrudur bilemeyeceğim. zira artık çığrından çıkmıştır kendisi, sanırım gerekli işlemler yapılıp 2009a hukuki sıkıntılar çekerek girmesi işten bile değildir.

çok kızdığı bir diğer nokta da 'yılbaşı hristiyan eğlencesi değildir' denmesi. hristiyan dininin peygamberi hazreti isa'nın doğumu olarak kutlanan noel gecesi 24-25 aralık gecesi kutlanır. oysa arada 1 hafta vardır. biraz da yılbaşı kutlamasının tarihine milli görüş sitesinden bakarsak, yılbaşının esasen hz.isa ile alakasının olmadığı görülebilir.



Yıl uzunluğundaki küçük mikdar farkları, zamanla büyük fark meydana getirmiştir. Papa XIII. Gregorius zamanında bu fark 14 güne ulaşmıştır. 1582'de bu papanın emriyle yapılan düzeltme ile takvim 10 gün ilerletilmiş; o sene 4 Ekimin ertesi gün, 15 Ekim olarak ilan olunmuştur. Yılbaşı da 1 Ocak'a alınmıştır. (Fransa'da, yılbaşı 1563 senesinde kral X. Charles'ın emriyle 1 Nisan'dan 1 Ocak'a alınmıştı.)

şimdi bunu kutlayanlar hristiyan mı oldu diye sorulursa da, abdurrahim bey'in dini herneyse ondan olmamayı tercih edecek biri olarak gayet mutluyum yaftalanmamdan. ve en nihayetinde tükürme suretiyle nokta koymuş.

(bkz: yarabbi şükür)