bugün

nevbet

hunlar döneminde tuğ olarak adlandırılan bir çeşit askeri bandodur. osmanlı ya kadar uzanan bir türk kültürüdür.

M. S. 2. yüzyılda kaleme alınmış bir Çin kroniğine göre tuğ takımları hakanın sarayının hemen yanında konumlanmış ve müziklerini burada icra etmişlerdir. Tuğ takımları, bir takımda çalgı olarak kullanılan her bir aletten eşit sayıda olması anlamına gelen kat geleneğine uygun olarak kurulmaktaydı.

Türklerin islam’ı kabulünden sonra tuğ takımı yerini nevbete bırakmıştır. Nevbet, çalgıların türü ve yapım usulleri anlamında çok daha gelişmiş bir topluluk olarak karşımıza çıkar. Selçuklu devrinden itibaren sultana ait nevbet takımları günde beş vakit nevbet vururken, ona bağlı olan sultanların günde en fazla üç nevbet vurdurma hakları mevcut olup kendi hakkından fazla nevbet vurduranlar isyankar olarak kabul edilmişlerdir. islam dininin gereklerinden olan namaz ibadetinin vakitlerini duyuran nevbetin, bu hiyerarşik nevbet vurma sayısı ile de hükümdarlığın alametlerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Gittikleri her yere nevbet takımlarını da götüren Selçuklular döneminde yapılan müzik de duruma göre şekillenmiş, etkileyici savaş ezgilerinin yanında Selçuklu sarayında eğlence amacıyla da kullanılmıştır.

askeri müzik takımları, Osmanlı dönemine gelindiğinde Farsça bir kelime olan mehter adını almıştır.