bugün

türk ve avrupa futbolu arasındaki farklar

christoph daum'un bu konudaki yorumu şöyledir;

"almanya'da çok önemli bir maça çıkacaktık. kazanırsak kupa bizim olacak. son taktikleri veriyorum, içi para dolu bir torbayı alıp kara tahtanın kenarına astım. dedim ki futbolculara: "bugün taktik maktik yok. işte para. kazanın maçı, alın parayı..." o gün takımımı ben dahi tanıyamadım. fırtına gibiydiler. maçı çok rahat aldık.

sonra türkiye'ye geldim. beşiktaş'ta çalıştığım günlerde fenerbahçe ile maçımız var. ben yine yönetimden bir torba dolusu para istedim. bunu alıp futbolculara gösterdim: "galibiyet priminiz hazır. taktik maktik yok. kazanın maçı, alın paraları." bizimkiler döküldü; maçı kaybettik.

derken galasaray maçı geldi çattı. "türk futbolcusunu nasıl motive etmeli?" diye düşünmeye başladım. para bir işe yaramıyor. ne yapmalı, ne yapmalı. maç günü birden gözüme beşiktaşlı gaziler çarptı. tekerlekli sandalyelerinde heyecanla maçın başlamasını bekliyorlardı. bu gazilerden birini soyunma odasına götürdüm. dedim ki bizimkilere: "bakın bu asker sizin güvenliğiniz için savaştı. bacaklarını yitirdi. artık yürüyemiyor. onun için şu hayattaki en büyük mutluluk sizin kazanmanız. sapasağlam bacaklarınız var. taktik maktik yok. çıkın ve bu gazi için oynayın." o gün galatasaray'ı çok rahat yendik."