bugün

beni ikna edin müslüman olayım

Öyle bir vazifemiz ve mecburiyetimiz yok. Hiç kimsenin yok. ikna nedir: (bir konuda birini) inandırma. Yani adı üstünde inançla alakalı, bünyesinde muhayyerlik (serbestlik) bulunan bir meselede kimse kimseyi iknaya memur ve mecbur değildir. Herkes kendi ilmi aklı ve ameli mesabesinde ya inanır ve gereğini yapar, yada inanmaz ve bildiğini okur. Bu konuda her insan Tamamen hür ve iradesini kendisi tayin etmektedir. Öte yanda inançla alakalı olarak vazü nasihat ise sadece iman sahiplerine faide eder inkarcılara değil.

Temel çerçeve olarak bunu belirttikten sonra başlık altındaki bazı fikir serdinde bulunulan nazariyelere cevap vermek icap etti. Şimdi denilmiş ki;

"quantum fiziğine göre parçacıklar yoktan varolabilirler"

iddia bu. Önemine binaen konunun izaha ihtiyacı var. Yani tartışma şu;

MADDENiN KÖKENi PARÇACIK MI, YOKSA ENERJi Mi? veya,

"Madde atomlardan mı, yoksa bazı temel sürekliliklerden mi oluşur?"

Soruları gündeme geliyor haliyle. Cevaben şöyle denilebilir;

Madde kendi kendine varolamaz. Yaradılışın çeşitli aşamalarında birinden diğerine transfer olması, maddenin onu bir yaradan tarafından yaratılmadığı anlamı taşımaz. Yani madde bir Yaratıcı olmadan kendi kendine olduğu iddia edilemez. Bu temelsiz mesnetsiz ve gerçeği çarpıtan inkarcı felsefik bir yaklaşım tarzı ve üstelik fizik ilmine de aykırıdır. Zira yaradılış safha safha, evre evredir. Kuantum fiziğinin incelediği uzaydaki, daha önceleri boşluk denilen, sonra boş olmadığı anlaşılan vakum enerjisi (islami tabirle esir alanı) alanı maddenin yaradılış evrelerinden sadece 1 tanesidir.

--spoiler--
Kuantum alanı, biçimsiz ve şekilsizdir, bütün biçimlerin tarlasıdır. Bir bakıma evrenin hamuru gibi bir şey. Parçacık dediğimiz sert ve katı madde, bu alanın bölgesel yoğunlaşmasından ibarettir. Kuantum alanı, aynı zamanda faaliyet ve nakil alanı ve ince ilişkiler ağının bir ortamı. Şimdi bu tariflerin, boşluğun "esir maddesi" ile dolu olduğu anlayışı ile ne kadar örtüştüğüne dikkat edelim.

Albert Einstein maddeyi, alanın aşırı derecede yoğunlaştığı uzay bölgelerinden oluşan bir şey olarak tarif ediyordu. Söz konusu yeni fizik anlayışına göre, hem madde hem maddenin bulunduğu alan aynı şeydi.

Kuantuma göre, okyanus gibi uzay boşluğu içindeki varlık denen kara parçaları, altta karalar vasıtasıyla birbirine bağlantılıdır. Kuantum alanı kavramına göre uzay kararlı bir dalga bütünü ve birliği olup, bu etkileşimler "dalgalar" şeklinde gerçekleşmektedir.

Kuantum alanının, icrasına vesile olduğu faaliyetler ve üzerine yüklenen sorumluluklar, bu alanın "esir" ortamına tekabül edip etmediği sorusunu gündeme getirmiştir. Dikkatlerin üzerinde toplandığı nokta ise, bu alanla gelişen anlam derinliğinin, öteden beri var olan esir ortamı anlayışıyla paralellik arz etmesidir. Su ve havada icrasına vesile olan faaliyetler, ortamı dolduran taneciklerle ilgilidir. Yani hava yoksa ses de yayılmaz. O halde uzay, onu boş olmaktan kurtaracak, henüz tam ölçülemeyen, belirlenemeyen taneciklerle doludur.

https://sorularlaislamiye...e-nasil-aciklayabiliriz-0
--spoiler--