bugün

bay e

sene 1996-97 gibi bir şey, elimdeki kağıt parayı ''daha değerli'' diye bozuk parayla değiştirdiğim(daha doğrusu kandırıldığım) dönemler...

Yaz aylarında gecenin bir yarısı ailecek televizyona öylece bakıyoruz. babam televizyonu zaplarken baktım filmin olduğğu kanalda durdu*

baktım her dakikada bir sevişme sahnesi, çocuğum ama etkilenmiyorum tabii, ne de olsa bizimde ''doktorculuk'' maceralarımız var o zamanlar*
bunalımlı kasvetli bir film zaten, küçücük el kadar çocuk ruhuna işliyor tabii. hadi bunu da geçtim bundan da pek

etkilenmedim, ama öyle bir sahne vardı ki nedense inanılmaz etkilendim ve ayda yılda bir gelir aklıma bir tuhaf olurum.

hangi sahne miydi? hayal meyal hatırladığım kadarıyla sahne şöyleydi:

--spoiler--
mehmet ali erbil , evin içinde bir şeyden saklanıyordu ve bulunduğu evin odasında yerin altında kçük bir bölmeye saklanmıştı. küçük bölmeden yukarı doğru bakıldığında herkesi alttan görüyordu. sonra mehmet ali erbil etekli bir kadının altına bakıyordu ve kadının külotundaki büyükçene, nokta şeklinde bir lekeye bakıyordu.
--spoiler--

evet sahne böylesine anlaşılmaz ama bir çocuk için * büyük bir travma etkisi ortya çıkartmıştı.

(bkz: bu da böyle bir anım)