bugün

gecenin şiiri

Oratorio'ya giriş

konuşmak küçülür - küçülürse
adı değişir susmak olur
ağlamak büyür - büyürse
adı değişir susmak olur

kucağında susmak adlı bir çocuk
ikisi de küçük
bakışlarında susmak adlı bir kuş
uçmuş da uçmuş
bir anda iş işten geçik
iki ölüm kadar seçik

konuşmak küçülmüş küçülmüş
adı değişmiş susmak olmuş
ağlamak büyümüş büyümüş
adı değişmiş susmak olmuş
hacı murad üstüne yürümüş yürümüş

bunu gören kızılırmak olmuş
her akşam gün batarken
güneşi hiç ellemeden ve hiç görmeden
kızılırmak denize rengini yazmış

Oratorio

yüreğine yok yazılıyor, onanmazlığına var yazılıyor.
boyuna yeniden bir büyük yok hazırlanıyor ona,
onun dününe, bugününe, yarınına
ki artık o da hiç bilmeyecek
boyuna arayacak, boyuna gidecek susmalarına susmalar...
kimine unutmak bile çok, kimine unutmamak az
benim, senin, onun-bunun yerine.
bir kar dinmeden ona yaz boyu yağar da yağar..
sisyphus'un kayasını andıran dağdelen bir ok
bir tüfek patlaması gibi derine, hep derine
hacı murad'ın susmasını kazar da kazar.

bir çizgidir çizilmiştir ondan önce,
gelir bafra'lardan istanbul'lara kadar.
kızılırmak akar, gelmiştir taa nerelerden
ve batan güneşi hiç ellemeden ve hiç görmeden
vura vura akşamları ve bir denizi kana boyar.

gelen ya da gelecek şu öte karanlıklar adına
bir fener, yıldız-yıldız gazyağına çakar.

bir yoğun, bir özel su sabah-akşam hiç durmaz;
yalın bir sucasına hava olur yüreğine damlar.

yüklenir bir anda bin doğumu o yaşam boyu
bin ölümü bir anda yüklendiği kadar.

yazgının kesiştiği alınlar bir avuç değil,
o merminin yoluna, mermi onun yoluna çıkar.

ne bir çiçek, ne bir demet, ne bir yumak;
ellerinde bir çile, ör örebildiğin kadar.

balıkların yazdığını sularda su okur,
havalarda çizim çizim dolaşırken kuşlar.

şiirlere uzanır susmalarını çoğaltmak için;
alır da murad'ını o yollardan yollara vurgular.

bir kapıdan geçmiştir, onu o seçmemiştir;
arkasından o kapı ona bakar da bakar.

üstüne yürümüştür, bir yürek çürümüştür.
bu ne özel bir iştir ağalar, beyler, dostlar.

bir merminin önüne durmaya yetişecek..
şimdi o oradadır, onu er geç yakalar.

çok önceden patlamış bir tüfek biliyorum..
bafra'da patlamıştır, gelmiştir bana kadar.

artık hep orada olacak oradaki o adam
buradayken orada olmak istediği kadar.