bugün

islamın şartları

Hanefi mezhebine göre amel imandan bir parça bir cüz değildir. Lakin amel olmayınca imanın çarçabuk zayıflayıp yok olması tehlikesi vardır. Zira hadisi şeriflerde şöyle buyrulur;

"islam ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır.“ (Müslim, Îmân 134; Ebû Dâvûd, Sünnet 15)

“Münafıklarla bizim aramızdaki ahid namazdır.” (Tirmizî, Îmân 9; Nesâî, Salât 8)

Yani imanı bir mum ışığına benzetirsek, en küçük bir puf ile sönmesi tehlikesi vardır. Amel ise onu koruyan cam fanus gibidir. Bu sadece namaza özgü değildir. islamın diğer tüm emir ve yasaklarında da durum aynıdır. Kişinin imanının gücü zahirde dinin kendisine bildirdiği emirlere ve yasaklara ne derece riayet ettiğiyle anlaşılır. Ama bu işin bir de batıni yani kalbi tarafı vardır ki bunun içine dünya sevgisi cümlesinden mal makam para şöhret, itibar görme gurulanma böbürlenme baş olma sevdası, haddinden fazla kadın / erkek sevgisi, haset buğz kibir riya cimrilik gibi kötü ahlakın kalpte yer edinen kısımları girer ki asıl bunlardan arınmak zordur. Yoksa zahiri emir ve yasaklara riayet o kadar da zor değildir. Çünkü helâller haramlar bellidir. Okur öğrenir yaparsın. Ama kalpte yer edinen şöhret sevdasını kolay kolay söküp atamazsın..