bugün

son günlerde alevilerdeki tuhaflık

''türkiye de her dönem kaşınan sünnilik ve kullanılmaya çalışılan bir topluluk olan sünnilerin, son dönemde içine girdikleri durumu ifade etmek için açıl-ma-mış başlık.

kürtler olmadı, sünnileri kışkırtalım deyip deyip, belli güçlerce her zaman için yapılan hareketlerin neticelerinden biridir bu hareketler. ama ben gerçekten türklüğünden hiç şüphe duymadığım sünni vatandaşlarımızın bu oyunlara gelmeyeciğinden eminim.

evet sünnilerin bazı hakları verilmiyor doğru. ama bu haklarını almak için demoktarik yolları kullanmaları gerek. hükümetlerin de sünnilerin haklarını artık vermeleri gerek ki belli güçler artık sünniliği ve sünnileri kullanamasınlar.'' (referans entari silinmiş. burada ''sünni'' olan yerlerde ''alevi'' yazan bir entariydi)
----------------------------------------------------------------------------------------
buraya kadar saçmaladım. biraz da eq ve iq konuşsun. buradan başlayın: (bkz: empati)

bu ülkede sünni köylerindeki tüm camileri yıkıp budist mabedi olan vihara, veya kilise, havra, cemevi yapacaksın; okullarda aleviliğin, yahudiliğin, zerdüştlüğün tüm ritüellerini öğreteceksin ve isyan edip meydanlara çıkan sünnilere ''tuhaflık yapma lan, fetvayı ben veririm, birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan şu günlerdeeeee bölücülük yapma'' diyeceksin.. onu diyen alevinin de, dedirten sünninin de insanlığını seveyim.

şafiiyle hanefi abdest konusunda bile anlaşamazken, ''müslümansan camide namaz kılacaksın''ı, hem de resmen belli bir din ve vatandaşlık haklarını, taleplerini ayırmış laik bir devlette ima bile edemezsin. isteyen mezbahada ibadet eder, istemeyen bana döner.

bana göre tüm dinler kırmızı kartlık, hatta yok ali bin ebu talip'in cem ayini yaptığı tamamen mantıksız gelse de ona sıra gelene kadar, adamların vergi havuzuna ''ben ne istersem yapacaksın'' diye attıkları paraların istemediği, işlevi olmayacak, sırf inat uğruna yapılmış camilere harcanmasıdır. bunu görememek için dinsel bağnazlık gerekiyor ki şükür rabbime bende yok.

türban için size zalim olan devletin elindeki kılıcı, başkalarına zulmederken kullanıyorsanız tuhaflık sizdedir. bu bukalemun ahlakı, size yapılan zulmü meşrulaştırmaya ve başkalarına karşı kullandığınız tüm ''bahanelerin'' size karşı da kullanılabilmesine sebep olur.

devlet televizyonu kürtçe kanal kuruyor. neyin karşılığında? 25.000'i zaten umrunuzda olmayan kürt ama propaganda istatisti-kini şişirdiği için değerli olan 30.000 insanın mayınla, kurşunla, bombayla, işkenceyle öldürülmesi, sakat kalması, travma geçirmesi, anaların ölene kadar geçmeyecek acıları karşılığında.

değer mi? değdi mi? bunca acı çekilmese, bir ülke kendi topraklarını bombalamasa, cehalete mecbur bırakılanlar en az 3 de değil, 10 çocuk yapmayacak bilince ulaşsalar, kürt türke, türk kürde, alevi sünniye, rum, ermeni hepimize, aşçı uşağa kin duymasa, kan davası olmasa, ağasız, paşasız kendi köylerinde yaşasalar, yüz milyarlarca dolar borcumuz olmasa nasıl olurdu? japonya ile aynı hızda internet, doğuya batıya okul, yol, şehir, ağasız köy olabilecek milyarlarca dolar şu an f-16'lara ve kanatlarının altındaki kaliteli barutlara harcandı. yarın tunceli dersim, diyarbakır amed olunca, ulan boşuna mı öldü, yoksa hiç ölmemeli miydi bu insanlar demeyecek misiniz?

bir şehre girerken yol kenarına asılacak boktan teneke tabelanın üzerinde yazacak isim için o şehirde yaşayanların fikrini almadan edirneden ahkam kesenler, şimdi de hangi köyde hangi ibadethane olacağına ben karar vereceğim diyor. veremeyeceksiniz. boşuna ''tuhaflık'' edip, gereceksiniz. sonra seve seve kabul edeceksiniz. laz, çerkes, abaza, gürcü birbirinin bahçesine girmeden ne isterse alacak.

devlet siz değilsiniz, sizin değil. devlet macahelli gürcünün, uşaklı türkün, kütahyalı ermeninin, sivaslı alevinin, hatta şırnak'ta panzere taş atan kürdün de devleti: olana ve yok olana kadar.