bugün

derin düşünceler

Katillerin kulelerde yaşadığı şehir. Ölülerin minarelerde yaşadığı şehir. Ve bahçeler, gülleri solmuş, özgürlükleri ellerinden alınmış karanfillerle bezeli yüksek düzlük. Doğayla insanı ayıran, medeniyet kurmak için insanı yok sayan, isim koyan, sahiplenen ve sahip olduklarıyla övünen kalabalıklar. Onların yolundan gidiyorum. Bu şehri terk ediyorum. Yanımda bir yabancı var sanki. Sesini duyuyorum. Berrak suyu bulandıran, şüphe tohumları eken, eleştiren, kibiri kibirle söndüren, beni aciz bırakan tanıdık bu sesle çıkıyorum yola. Ben ve şehrin basamakları alçalıyoruz. Daralıyor sokaklar ve gözler gerçekleri görüyor ardından. Orada kayıplar, orada leşler, fazlalıklar, farklılıklar. istenmeyen her şey bu alçaklıkta anlaşılıyor. Orada görüyorum ya her şeyi: bu basamaklar kanla ve ölü insan bedenleriyle inşa edilmişler. Ve ben korkuyla sağır kefi tutuyorum içimde. Görmemek için gözlere mil çekmiş bir şekilde. Gidiyorum bu katil şehirden. Kendi yolumu bulmak için.