bugün

tarsuslu elçi pavlus

Mesela Mevlana’nın Pavlus hakkındaki iddiaları ilgiye şayandır. Şöyle ki Mesnevi’sinin birinci kitabındaki kıssalarından bazılarını ismini anmadan Pavlus’a ayırmış gibidir. “O Yahudi padişahın, cahilane bir taassup ile Hıristiyanları mazlum olarak öldürmesi” kıssasında “isa düşmanı, Hıristiyanları öldüren zalim bir Yahudi Padişahı vardır”[5] ki Mevlana burada büyük ihtimalle Kral He-rod’u kastetmektedir. Bu padişah, “Ben, ‘Musa dininin koruyucusuyum’ diyerek zulm ile muminleri öldür”mektedir.[6] “Yahudi padişahına hilekâr bir vezirin hile öğretmesi” kıssasında “Padişahın düzenbaz, fitne ve fesat ocağı, gaddar bir veziri vardı”r[7] ki Mevlana’nın alegorik anlatımına bakılırsa, bu kişi de Pavlus olmaktadır. Bu vezir, padişaha, “Hıristiyanlar, can korkusuyla padişahtan dinlerini gizlerler”[8] der ve kendisinin Hıristiyanların arasına sızarak onları açık etmesini teklif eder, “Ta ki bu dünyada gizli ve aşikâr hiçbir Hıristiyan kalmasın.”[9] Yani Mevlana’ya göre Pavlus’un asıl amacı o sıralar Yahudiliğin bir şekli olduğu için pek anlaşılamayan isa öğretisine bağlı kişileri Hıristiyan olarak açığa çıkarmak suretiyle bir biçimde Museviliğin dışına çıkarmaktır. “Vezirin, Hıristiyanlara hile ve düzen hazırlaması” kıssasında şah “Onu Hıristiyanların olduğu tarafa sür”er.[10] “Hıristiyanların, Yahudi vezirin hilesine kanarak onu aralarına almaları” kıssasında “Binlerce Hıristiyan ona rağbet ederek azar azar etrafında toplan”ırlar[11] ve “Vezir, incil’in, zünnarın sırrını, manasını onlara anlat”maya[12] başlar. “Hıristiyanların hilekâr vezire tabi olmaları” kıssasında “Halkın, takliden gönül verdiği o hilekâra Hıristiyanlar, tamamen tabi ol”urlar[13]ve “Ona gönül verip büyüsüne aldan”ıp onu “isa’nın (vekili) san”arlar.[14]“Hilekâr vezirin Hıristiyanlara hasedi” kıssasında, “O kafir din nasihatçısı oldu”[15] denmektedir. “Aklı eren Hıristiyanların vezirin anlaması” kıssasında Mevlana, Pavlus için “O güzel konuşuyordu, lakin sözleri zehir karıştırılmış şekere benzerdi”[16] demektedir. Mevlana’ya göre Pavlus, “Zahiren Hak yolunda çevik olun diyor, içinden canın gevşekliğini istiyordu.”[17] Yine aynı kıssaya göre, “Zevk sahibi ve arif olmayanlar, vezirin hilesine aldanıp gerçeği anlama”zlar[18]ve “O altı yıl padişahdan ayrı kal”ıp “Hıristiyanların koruyucusu ol”ur.[19]Kıssaya göre, “O gönlü karanın maksadı Hıristiyanların, rüzgâra savurduğu saman gibi dağılmaları”dır.[20] “Padişahın vezire gizlice haber göndermesi”kıssasında da vezir bundan sonra Hıristiyanlar arasına ayrılık sokmaya çalışacağını söyler. Devamında, “Hıristiyanların on iki kısmı” kıssasında havariler kastedilerek Hıristiyanları idare eden on iki emir olduğu ve onların şakirtlerinin onların emrinden çıkmadığı söylenir ki bu, “Emirler, kavimleriyle beraber o vezirin bendesi olmuşlardı”r;[21] “Hepsi onun sözlerine tamamen inanmış ve onun gidişine uymuşlardır”.[22] “Hilekâr vezirin, incil’i değiştirmek maksadıyla hükümlerini karıştırması” kıssasında denir ki “Vezir, her emir için ayrı bir kitap yazdı ki, her biri yanlış hükümlerle dolu ve başka başka yollardaydı. Her birinin hükmü değişik ve baştan sona birbirine zıt idi.”[23] imdi burada Mevlana alegorik bir şekilde Pavlus’un yazdığı mektupları kastediyor olması muhtemeldir ki Yeni Ahit’te Pavlus kendi de koşullar gereği öğretiyi bazılarına farklı bir biçimde anlattığını teslim etmektedir: “Ve Yahudileri kazanayım diye Yahudilere Yahudi gibi davrandım; kendim şeriat altında olmadığım halde, şeriat altında olanları kazanayım diye şeriat altında olanlara şeriat altında gibi davrandım; Allah’a karşı şeriati olmıyanlardan değil, ancak Mesih’in şeriati altında olarak şeriati olmıyanları kazanayın diye, şeriati olmayanlara şeriati olmayan gibi davrandım. Zayıfları kazanayım diye zayıflara zayıf oldum; her suretle bazılarını kurtarayım diye herkese her şey oldum.”[24]

http://gumusdis.com/ibrahimi-anlati-12/