bugün

ahlaksızlık

bu ülkenin en büyük sorunudur. Tepeden tırnağa kronik rahatsızlığımızdır.
Ahlaksızlık her yerdedir, adı değişmiş uyanıklık, açıkgözlük, işbilirlik olmuştur.
Esnaf hileli satış yapar. (Düzgün iş yapsa vergi kaçıran, işini iyi yapan (!) esnaf karşısında tutunamaz. Piyasa şartları, çarklar, sistem bellidir.

Memur işini iyi yapmaz. (iş yapmaya kalksa sen bu işi biliyorsun derler, kaytaranların işini de kilitlerler. Sistem bellidir.)

Haram yemek normal karşılanır, kul hakkına girip başkasının önüne geçmek gözü açıklık sayılır.
Daire almaya kalkarsın m2'den tut malzemeye kadar yalan bulursun karşında.

Araba alırken orijinal derler. Komple boyalı çıkar(Saksı düşmüştür, temizlik boyası vardır.). Yetkili bayiden aldığın 0 km araç bile komple boyalı çıkar.

Malının ayıbını gizleyen dolandırıcı cennetidir bu ülke. Lafa geldi mi "Dürüstlük pahalı mülktür, herkeste bulunmaz." diye ahkam keseriz.
Osmanlı geri döndü, efsane yeniden başlıyor, deriz.
Tüm olup bitenlerin suçunu başımızdakilere atar "Siz nasılsanız, öyle yönetilirsiniz." hadisini unuturuz.
Ahlaksızlık, dolandırıcılık bu kadar yayıldıysa ve milli bir sorun haline geldiyse oturup nerede hata yaptığımızı düşünmemiz lazım.
ikide bir Batı ahlaksız, Batı namussuz diyeceğimize bir kez olsun aynaya bakmalıyız: Kirlenmeyen bir yerimiz kalmış mı?