bugün

düğün

hayatınızda ilk kez gördüğünüz onlarca insanın bir arada olabildiği tören. eşinizin akrabalarını bir tarafa koyun kendi akrabalarınızdan bile ilk kez gördüğünüz bir ton insan bulunur bu düğünlerde. veyahut en son gördüğünüzde sümüklü burnuyla ilkokul 1'e giden amca kızlarından biri eşiyle gelir düğününüze. hatta kundakta gördüğünüz bir yavrucak üniversiteyi bitirmek üzeredir.

kendiminkini düşünüyorum da 400 civarında davetli. eşimin akrabaları dahil kafadan 200'ünü hayatımda ilk kez gördüm. tüm düğünlerde istisnasız sıkılan biri olarak kendi düğünümde çok eğlendiğimi de belirtmeliyim. bu kadar çok akrabam var mıymış benim, diye iç geçirdim. hayatın onca gayilesi ve çilesi, ergen bunalımları, üniversite çağları, askerlik maskerlik dönemlerinde bağlar kopmuş, kimsenin kimseden haberi yok. ben yatak döşek hastayken arayan sormayan, üniversitede öğrenci evinde aç aç uyurken necisin demeyen bir sürü eş dost bir baktım ibrahim tatlıses türküleri eşliğinde oynuyor. hep beraber halay çekiyoruz.

neredeyse bir ömür birlikte geçirdiğiniz en yakın dostlarınız yok etrafta. araya ufak tefek dargınlıklar ve çok büyük bir zaman girmiş demek ki. eski dost düşman olmaz, deyip geçiyorsunuz ama eski dostlar yok etrafta. zamanında içtiğiniz suyun ayrı gitmediği bir sürü dostunuz bir arayıp kutlamamış bile.

ya da tam tersine daha yeni tanıştığınız arkadaşlarınız o günün iyi geçmesi için büyük emek harcamış, öncesi ve sonrasında sizin mutluluğunuz için maddi manevi tüm desteğini vermiş size.

evet en yakın dostlarınızı yolculukta ya da aynı evin içinde yaşadıkça daha iyi tanırsınız belki ama bence bu konuda düğününüz bir numaranın en büyük adayıdır. başına gelmeyen bilmez. düğün sona erdiğinde bir yanınız mutludur, yüzünüz ve kalbiniz güler ama bir yanınızsa çok incinmiştir. büyük bir hayalkırıklığı içinde hayatın akışına kapılıp gidersiniz...

şarkıda dediği gibi...

Saatler çalışır izinsiz hep bir sonraya,
Dostlar dağılır dört bir yana, kendi yollarına