bugün
- erkeğe ne hediye alınır21
- kanınıza rengini verir misiniz15
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- uzağı göremeyen insan19
- anın görüntüsü20
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması10
- evlilik14
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
Hayatım dijital.
Düş dünyamda oluşacak o kıymetli algıların piksellerin yeteneğiyle sınırlı olması canımı sıkıyor.
Tadını damağımda hissetmek istediğim yemekler, caddelerinde yürümek istediğim şehirler, havasını solumak istediğim diyarlar... Tenini tenimde hissetmek isteyeceğim kadınlar. Yaşamak istediğim hayatlar. Hepsi, benim ekranımın pikselleriyle ve kulaklığımın kalitesiyle sınırlanmış durumda.
Sanal olarak tadıp kendimi dijital tatmine kavuşturmaktan fazlasını yapamıyorum.
Daha kötüsü; o şeylerin kıymeti, benim ekranımda görüp zihnimde hissedebildiğim kadarıyla kalıyor ve ilk zamanki hevesim; “puf!”
Dijital çağda yaşıyoruz. Herkes, hiç tanımadığı ve hayatı boyunca tanımayacağı insanlara kendini göstermenin ve hiç sahip olamayacağı hayatları seyredip hakkında hayaller kurmanın ya da ileri geri konuşmanın derdinde.
insanlara hayret ediyorum. Bence günümüz dünyası ancak yetmişli yılların hayat bulmuş trajik bir felaket senaryosu olabilir. Sanallığın dozunu abartıp kıçı sandalyesine kök salmış bir nesil! Salgın hastalık gibi yayılan memetik virüslerin kurbanları. Her şeyden bihaber. Bütün tatlardan mahrum. Hayatını sadece özenerek geçiriyor. Kendi için yaptığı tek şey, çürümüş duvarlarının ardına sığınıp hayaller diyarında yaşamak!
Peki ne faydası var?
Eyfel kulesinin önünde kadeh tokuştururken canlı yayın yapan yakışıklı beyi ve güzel kadını ekranından seyretmenin kendini sefil hissettirmekten başka ne faydası var? Gitmek istediğimiz restoranlarda yemek yiyenleri seyretmenin ağzımızın suyunu akıtmaktan başka ne faydası var? Binmek istediğimiz arabayla vlog çekenleri iç geçirerek izlemek neden? O çok konuştuğumuz, hakkında fanteziler kurduğumuz, güzelliğine hayran olduğumuz kadınları ya da ünlü erkekleri pikselleştirmenin mastırbasyon yapma isteği uyandırmaktan başka ne faydası var?!
Eskiden,
Çok değil bundan 1-2 nesil öncesine kadar, tamam; belki bolluk yoktu, ama en azından, “kıymet” vardı. Sahip olmak bir yarış değil, bir güzellikti. Bir şeylerin özellikleri, özelliklerin değeri vardı. insanlarla yüz yüze konuşmak heyecan verici bir deneyimdi. Bir yerlere gitmek diğer insanlara gösteri yapmak için malzeme çıkartmak değil, anın hazzını doyasıya yaşamak, hissetmekti. Aşık olmak; birine ait olmak, hayattaki en muazzam şeydi...
Ama bugün, hiçbir şeyin değeri yok. Artık her şeyden çok fazla var, her şeyin özelliği azaldı. Bir zombi medeniyetinden ne beklenir ki? Dijital güzellik. Dijital haz. Dijital çağ... Herkes, ister istemez bu kaçınılmaz evrimin birer kurbanı. Bunu lehine çevirmenin derdinde olanlar bile. Dönen dünyamızın kaçınılmaz değişiminin sonuçları. Yetmişli yılların felaket senaryosu. Zombileşmeye doğru emin adımlarla ilerleyen bir medeniyetin trajik aşamaları.
Düş dünyamda oluşacak o kıymetli algıların piksellerin yeteneğiyle sınırlı olması canımı sıkıyor.
Tadını damağımda hissetmek istediğim yemekler, caddelerinde yürümek istediğim şehirler, havasını solumak istediğim diyarlar... Tenini tenimde hissetmek isteyeceğim kadınlar. Yaşamak istediğim hayatlar. Hepsi, benim ekranımın pikselleriyle ve kulaklığımın kalitesiyle sınırlanmış durumda.
Sanal olarak tadıp kendimi dijital tatmine kavuşturmaktan fazlasını yapamıyorum.
Daha kötüsü; o şeylerin kıymeti, benim ekranımda görüp zihnimde hissedebildiğim kadarıyla kalıyor ve ilk zamanki hevesim; “puf!”
Dijital çağda yaşıyoruz. Herkes, hiç tanımadığı ve hayatı boyunca tanımayacağı insanlara kendini göstermenin ve hiç sahip olamayacağı hayatları seyredip hakkında hayaller kurmanın ya da ileri geri konuşmanın derdinde.
insanlara hayret ediyorum. Bence günümüz dünyası ancak yetmişli yılların hayat bulmuş trajik bir felaket senaryosu olabilir. Sanallığın dozunu abartıp kıçı sandalyesine kök salmış bir nesil! Salgın hastalık gibi yayılan memetik virüslerin kurbanları. Her şeyden bihaber. Bütün tatlardan mahrum. Hayatını sadece özenerek geçiriyor. Kendi için yaptığı tek şey, çürümüş duvarlarının ardına sığınıp hayaller diyarında yaşamak!
Peki ne faydası var?
Eyfel kulesinin önünde kadeh tokuştururken canlı yayın yapan yakışıklı beyi ve güzel kadını ekranından seyretmenin kendini sefil hissettirmekten başka ne faydası var? Gitmek istediğimiz restoranlarda yemek yiyenleri seyretmenin ağzımızın suyunu akıtmaktan başka ne faydası var? Binmek istediğimiz arabayla vlog çekenleri iç geçirerek izlemek neden? O çok konuştuğumuz, hakkında fanteziler kurduğumuz, güzelliğine hayran olduğumuz kadınları ya da ünlü erkekleri pikselleştirmenin mastırbasyon yapma isteği uyandırmaktan başka ne faydası var?!
Eskiden,
Çok değil bundan 1-2 nesil öncesine kadar, tamam; belki bolluk yoktu, ama en azından, “kıymet” vardı. Sahip olmak bir yarış değil, bir güzellikti. Bir şeylerin özellikleri, özelliklerin değeri vardı. insanlarla yüz yüze konuşmak heyecan verici bir deneyimdi. Bir yerlere gitmek diğer insanlara gösteri yapmak için malzeme çıkartmak değil, anın hazzını doyasıya yaşamak, hissetmekti. Aşık olmak; birine ait olmak, hayattaki en muazzam şeydi...
Ama bugün, hiçbir şeyin değeri yok. Artık her şeyden çok fazla var, her şeyin özelliği azaldı. Bir zombi medeniyetinden ne beklenir ki? Dijital güzellik. Dijital haz. Dijital çağ... Herkes, ister istemez bu kaçınılmaz evrimin birer kurbanı. Bunu lehine çevirmenin derdinde olanlar bile. Dönen dünyamızın kaçınılmaz değişiminin sonuçları. Yetmişli yılların felaket senaryosu. Zombileşmeye doğru emin adımlarla ilerleyen bir medeniyetin trajik aşamaları.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar