bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı26
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor11
- anın görüntüsü20
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok10
- jose mourinho23
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi26
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- en dindar özelliğiniz31
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
'başka sinemada' gösterilmeye başlanılan Ruben Östlund filmi. Modern dünyanın yarattığı insana ve sınıfsal farklara çok güzel göndermeler yapan, insanın iç güdüsüne ve korkunun ne denli hayatımıza ettiğine dair güzel bir film.
--Spoiler--
filmin başında hırsızlık olayı yaşayan baş karakterimiz (Christian), daha önce hep tehlikelerden uzak kalmış olacak ki olay anında çok korktu. Daha sonra başka sahnede 'bırak şu isveç ağzını' tarzı bir çıkışla daha karşılaşan kendi deyimiyle topluma mal olan entel ve modern Christian'ın değişimi film ilerledikçe çok çarpıcı oluyor.
filmin adından da anlaşılacağı üzere bir ''kare''den bahsediliyor filmde ve bu karede herkes eşittir, ve kareye girip yardım talep birine herkesin yardım etmesi gerekmekte. Bu kare bütün film boyunca vurgulanırken, yeni açılacak serginin de en önemli kısmını oluşturuyor. Ancak yardım istemek ve yardım etmek için illa bir kareye ihtiyacımız var mı gerçekten? ya da karedeki kişileri görmek için neler yapıyoruz? gibi sorular sorduruyor film ilerledikçe.
sınırlarımız neler, ve kendimizden olmayanı yargılarken ne kadar acımasız oluyoruz? Film boyunca farklı dilencilerle karşılaşan Christian'ın değişimini, aslında ait olduğunu düşündüğü sınıfın kendi iç güdüleriyle olan çatışmalarını da özetler nitelikte. Kendi kızlarına sesini yükseltti diye vicdan yapan babanın, ''onların sınıfına'' ait olmayan hem de Christian'ın haksızlığından ötürü özür arayan çocuğu merdivenden iterken ve sonrasında bırakıp giderken ki tavrı benden değil, bana bulaşmasın, huzurumuz kaçmasın diyen yüksek sınıf tavrı. Adeta dilencilere ya da 'modern' olmayan yerlerde yaşayan insanlara eldiven ve maske ile yaklaşacak olan karakter, daha sonraları vicdan azabının etkisiyle o sınıftan birine olan vicdan borcu için afilli takım elbiseyle çöplere dalabiliyor ve kendisini, ekonomiyi, kapitalizmi eleştirecek bir video çekebiliyor.
öte yandan evinde maymun besleyen amerikalı gazetici kadını hamile bırakma korkusunun karakterde yarattığı psikolojik etki; gazeteci kadının güç sahibi biriyle yattıktan sonra ona bunu kullanarak baskı yapması da kadın erkek arasındaki duygusallık-güç-dürtü olaylarına güzel bir gönderme olmuş diye düşünüyorum.
sırf PR uğruna reklamda dilenci sarışın bir kız çocuğunun patlatılması ve bunun ülkeyi ayağa kaldırması ardından gelişen düşünce özgürlüğü sınırı ve bu sınırın neye göre belirleneceği polemiği de ayrıca bir tartışması konusu olabilecek cinsten.
konsept gereği sergi açılış yemeğine çağrılan maymun rolüne giren adamın rolünü fazla abartması, insanları tehdit etmesi ve korkudan kimsenin kımıldayamaması; en son bir kadına şiddet uygulayıp tecavüze kalkıştıktan sonra yaşlı birinin cesareti ile onu durdurması ve diğer insanların da cesaretlenip o adamı linç etmesiyle biten korkunun bizi susturması, hareketsiz kılması ve bencilliğimize olan şahane göndermeler takdire şayandı. nefes kesici sahneydi.
Film ile ilgili anlatılacak o kadar şey var ki buraya yaz yaz bitmez. Adeta not defteri ile girilesi film.
Eleştiri olarak da bence uzunluğu biraz abartılmış ve bir çok konuya değinmeye çalışmış. Daha spesifik gidilseydi daha da güzel olabilirdi ama tabi bence bu haliyle de yeterince güzeldi.
--Spoiler--
filmin başında hırsızlık olayı yaşayan baş karakterimiz (Christian), daha önce hep tehlikelerden uzak kalmış olacak ki olay anında çok korktu. Daha sonra başka sahnede 'bırak şu isveç ağzını' tarzı bir çıkışla daha karşılaşan kendi deyimiyle topluma mal olan entel ve modern Christian'ın değişimi film ilerledikçe çok çarpıcı oluyor.
filmin adından da anlaşılacağı üzere bir ''kare''den bahsediliyor filmde ve bu karede herkes eşittir, ve kareye girip yardım talep birine herkesin yardım etmesi gerekmekte. Bu kare bütün film boyunca vurgulanırken, yeni açılacak serginin de en önemli kısmını oluşturuyor. Ancak yardım istemek ve yardım etmek için illa bir kareye ihtiyacımız var mı gerçekten? ya da karedeki kişileri görmek için neler yapıyoruz? gibi sorular sorduruyor film ilerledikçe.
sınırlarımız neler, ve kendimizden olmayanı yargılarken ne kadar acımasız oluyoruz? Film boyunca farklı dilencilerle karşılaşan Christian'ın değişimini, aslında ait olduğunu düşündüğü sınıfın kendi iç güdüleriyle olan çatışmalarını da özetler nitelikte. Kendi kızlarına sesini yükseltti diye vicdan yapan babanın, ''onların sınıfına'' ait olmayan hem de Christian'ın haksızlığından ötürü özür arayan çocuğu merdivenden iterken ve sonrasında bırakıp giderken ki tavrı benden değil, bana bulaşmasın, huzurumuz kaçmasın diyen yüksek sınıf tavrı. Adeta dilencilere ya da 'modern' olmayan yerlerde yaşayan insanlara eldiven ve maske ile yaklaşacak olan karakter, daha sonraları vicdan azabının etkisiyle o sınıftan birine olan vicdan borcu için afilli takım elbiseyle çöplere dalabiliyor ve kendisini, ekonomiyi, kapitalizmi eleştirecek bir video çekebiliyor.
öte yandan evinde maymun besleyen amerikalı gazetici kadını hamile bırakma korkusunun karakterde yarattığı psikolojik etki; gazeteci kadının güç sahibi biriyle yattıktan sonra ona bunu kullanarak baskı yapması da kadın erkek arasındaki duygusallık-güç-dürtü olaylarına güzel bir gönderme olmuş diye düşünüyorum.
sırf PR uğruna reklamda dilenci sarışın bir kız çocuğunun patlatılması ve bunun ülkeyi ayağa kaldırması ardından gelişen düşünce özgürlüğü sınırı ve bu sınırın neye göre belirleneceği polemiği de ayrıca bir tartışması konusu olabilecek cinsten.
konsept gereği sergi açılış yemeğine çağrılan maymun rolüne giren adamın rolünü fazla abartması, insanları tehdit etmesi ve korkudan kimsenin kımıldayamaması; en son bir kadına şiddet uygulayıp tecavüze kalkıştıktan sonra yaşlı birinin cesareti ile onu durdurması ve diğer insanların da cesaretlenip o adamı linç etmesiyle biten korkunun bizi susturması, hareketsiz kılması ve bencilliğimize olan şahane göndermeler takdire şayandı. nefes kesici sahneydi.
Film ile ilgili anlatılacak o kadar şey var ki buraya yaz yaz bitmez. Adeta not defteri ile girilesi film.
Eleştiri olarak da bence uzunluğu biraz abartılmış ve bir çok konuya değinmeye çalışmış. Daha spesifik gidilseydi daha da güzel olabilirdi ama tabi bence bu haliyle de yeterince güzeldi.
güncel Önemli Başlıklar