bugün

köy hayatı

uzaktan hos gelen davul sesinden farkli degildir. ozellikle de sehir hayatinin gundelik hayatiniza yansimis ve artik ozumsediginiz icin farkinda bile olmadiginiz kolayliklarindan bir anda mahrum kaldiginizda, mesela gazete almak icin yarim saat yurudugunuzde, ekmek yapmak icin saatleriniz verdiginizde, tavuklarin yumurtlamasi icin uygun isiyi ayarlamak zorunda oldugunuzda, sogukta yumurtlamadiklarinda, hayvanlarinizdan birine gelecek olan herhangi bir salgin hastaligin hayvanlarinizin tumunu telef edebilecegine ve bunun sonucunda buyuk maddi ve manevi kaybiniza, tarlada topragi capalarken ellerinizde olusacak nasirlara, gunes yaniklariniza, bir anda karsiniza cikan yilanlara, uzumler sergi alanindayken bir anda yagan yagmurla yerle bir olan butun bir yillik emeginize, zeytin agacini silkelerken kanayan ellerinize, gok gurlediginde kesilen elektrige, kisin donan ve patlayan su borularina, kapanan yollara bakinca davulun tokmagi beyninizde halay ceker.. koy hayati oyle pek cogunuzun televizyonda gordugu dizilerden cok farklidir. gunes dogmadan uyanmak zorundasindir. cunku hayati kolaylastiran seylerin pek cogundan uzak yasarsin, hayvanlara bakarsin, atlari kosarsin, tarlaya bakarsin, yaparsin da yaparsin.. aksam eve dondugunde yorgunluktan bayilmak uzere olursun. ama sonra kendi yaptigin saraptan bi bardak icer, o tadin yorgunluga degdigini bi kez daha fark edersin. fakat srhir yasantisina aliskinsan ve hatta sehirde dogmussa bunlara katlanamaz bi sure sonra kirilan tirnaklarina, catlayan parmaklarina, nasirli ellerine bakar ve sehre geri donersin. ya da tum levelleri basariyla gecip hayatin keyfini cikarirsin.