bugün

eski sevgilinin fotoğraflarını silmek

görsel

- önce telefonu varsayılan fabrika ayarlarına getirip bütün datalari sildim. Emin olmam lazımdı silindiginden yere attım sertçe ama kirilmadi.

Bakindigimda yemyeşil bir parktaydim, falezlerden aşağı balık tutanları görmek için eğilmeme gerek yoktu, elime telefonu alıp duvarın üstüne sertçe vurursam yeterli olacağını düşünüp
içimdeki ölüm öfkesinin hırsını vurarak aldım.

Kaç kere vurdugumu hatırlamıyorum.

Nasıl denize ve ne kadar uzağa attığımı da hatırlamıyorum.

Küvette kalan tab edilmiş hatıraları da nasıl yaktigimi hatırlamıyorum.

Onun elbise ve ayakkabılarını kimsenin üstünde gormek
istemediğimi kendime soyledim,

itaat eden hipnotize olmuş gibi bişey hatırlıyorum, sanki yüzyıl öncesi siyah beyaz gibi aklıma gelenler,somut anılar yok gibi,
Elbiseleri bir makas bularak parcaladim. Bu biraz zamanımı aldı.
Gündelik giysileri, tişört ,hırka, taşlı bir bluejeani vardı, mavi den almıştık, (bazen de böyle anılar geliyor aklıma,neden bu bilmiyorum.)

Ona yakışan, siyah omuzu açıkta bırakan , zarif ayak bileklerine kadar inen v yakali , her giydiğinde sana , kadınları yine kiskandiracaksin derken yanagimda rujunun izini sildigin elbise.

Kesmeye kıyamadım..

Gözlerim açıkken düşlerime düştüm,
Elbise dolabinin önünde, karşıda dolap kapağında boy aynasında ,hafifçe yan dönmüş kendine bakarken gördüm seni.

Senin yattigin tarafına uzattım, ruhumun içindeki siyah elbiseyi,
Son gece bari olsun
sana şiir okuyum öyle gidersin dedim.
Yanına uzanip elini tuttum..
Dua gibiydin siyahlar içinde,
Elbise kirisir diye düşünme, bu gece böyle olsun ikimize de.
Doğru söylüyorsun deyip, krem rengi takım elbisemi, manşetli
Beyaz gömlegimi giydim.
Ama bu sefer kravatimi ben düzelttim.

Sabaha karşı biraz daldigimda, gün ışığınin kılıç parlaklığiyla
Benden izinsiz arsizca dekoltende gezindigini hatırlıyorum.

Gece neler söyledim aklımda yok, Orhan veli sana "ağlasam sesimi duyarmısınız mısralarımda " dedi mi, haberim yok.

Nazim'dan "hoşgeldin kadınım" dedim mi inan bilmiyorum.

Hiç konuşmadan bana baktığını biliyorum.

Sanırım seni silmek istemiyorum..

(Bazen çaresizlik bırakmıyor Nana)