bugün

seul contre tous

Lars von trier tarzı filmleri sevenlere hitap edebilecek bi film fakat bence iğrenç. izlediğim en kötü film.

16 yaşında hakan günday okuyan ergenler kadar basit bir felsefi arka planı var, kanımca baya baya yanlış bi evreni ele alış biçimi. Öyle ki ot kafa bavul tarzı dolu görünüp pek de dolu olmayan dergileri seven kasanın içindeki asi klik bu filmi çok sevebilir ama ensest, vasat bir özgürlük anlayışı ve şiddete dayalı sözde doğaya dayandırılmış (doğa sadece doğal seçilimden ibaret ya, dayanışma diye bir şey yok çünkü, sanki hayvanlar topluluk halinde yaşamıyor ve kimse başkasına gerçek sevgi duyup fedakarlıkta bulunmuyor) yaşam tarzını sanat filmi adı altında meşrulaştırıp karizmatikleştirmek anlamsız, kimseye de bir katkısı olacağını sanmıyorum.

insan bir bağlam içinde var olan sosyal bir canlıdır, yalıtarak ona da medeniyete de katkı sağlayamazsınız, böyle düşünüyorum.

Elbette ki isyan etmekte haklı olduğu yanlışlar var ama bunu düzeltmenin yolu bu olamaz. Hayat zor olabilir ama bu şekilde mücadele edilmez. Zihni sakatlıktan öte bi şey olarak görmüyorum.

90 dakikalık bi iğrenme seansı.

Edit: anlatım tarzı, konuyu ele alış biçimi başarılı ve dinamik ama içerik berbat.

Nietzsche ahlak olgusuna tecavüz etmedi, ahlakın belirli kişilerin çıkarı doğrultusunda kullanıldığını ve olmamasını muhtemel gördüğü metafizik öğelere dayandırıldığını gördüğü için farklı ve insanları oldukları kötü konumda tutan ahlak yerine yükseltmeyi hedefleyen bir ahlak oluşturmak istedi. Bu film daha çok hayatı küçümseyen schopenhauer çizgisindedir, schopen'i kendinize rehber edinerek mutlu olmak niyetindeyseniz kolaylıklar dilerim.
güncel Önemli Başlıklar