bugün

harem

akad dilinden arap diline geçmiş bir kelimedir. korunan, mukaddes şey ve yer anlamına gelir. hayal gücü yüksek olan avrupa haremle ilgili çeşitli fanteziler üretir ve bunlar bir süre sonra bizim de kafamıza yerleşir. bir kere harem kurumu sadece müslüman toplumlarda değil dünyanın her tarafında değişik din ve medeniyetlerde görülür. vasat insanların kafa yapısına göre harem denince akla cinsellik gelir ancak harem-i hümayün adıyla kurulan kurum, padişahın evi ve eğitim kurumudur. harem-i hümayrun iki kurumu içinde barındırır: enderun ve harem. enderun, osmanlı devletinin erkek yöneticilerini yetiştiren üst düzey bir okuldur. harem de kadın yöneticilerin yetiştiği bir mektep. harem kadınları fethedilen yerlerde esir alınan kadın veya kızlardır. saraya ilk getirildiklerinde acemi denilen bu kızlar, islam ve osmanlı kültürünü, oturup kalkma adabını, el işi, dans, müzik aleti çalma gibi eğitimler verilerek cariyeliğe yükselirlerdi. cariye asıl anlamıyla kadın köle demektir. padişahın hizmetine verilmiş olan cariyeye gedikli, padişahın yatağına aldığı gedikliye ikbal ya da hasekidenirdi. haseki çocuk doğurursa ayrıcalık kazanır, cariyelerden güzelliği ve zekasıyla öne çıkan ve erkek çocuğu doğuranlar valide sultanlığa kadar yükselebilirdi. valide sultanlar haremin yöneticisi olurlardı. padişahlar iyi eğitim görmüş bu kölelerle evlenip, türk kızlarıyla evlenmeyerek o dönemde yaygın olan hanedana dayanan yeni güç odakları yaratmanın önüne geçmişlerdi. en ünlü harem kadınlarından yıldırım bayezıdın annesi gülçiçek hatun rum, 3. muradın annesi nurbanu sultan ile 3. mehmedin annesi italyan, 1. mustafanın annesi abaza, 4. mehmedin annesi hatice turhan sultan ve 2. selimin annesi hürrem sultan ukraynalı, kösem sultan ise rumdur.