bugün

goodbye bafana

gerçek yaşam öykülerinin sinemaya aktarımı sanırım bir yönetmen için kurgu senaryodan daha zor... öncelikle "hakikate" sadık kalınmalı, eğer mevzu bahis bir dönemi veya süreci anlatmaksa, can alıcı noktaları etkili bir şekilde izleyiciye verebilmeli; tabii ki bütün yaşananları iki saatlik bir gösterime sığdırmak mümkün olmadığından aynı zamanda da anlatılanlar izleyiciyi sıkmayan bir akıcılıkla, akılda kalıcı bir şekilde anlatılmalı...

bob graham ve james gregory* nin kitaplarından derleyerek senaryoyu hazırlayan grag latter ve yönetmen bille august, bu konu da çok iyi bir iş çıkarmışlar; ne gerektiğinden fazla, ne de yetersiz...

diane kruger yine-yeni-yeniden hayranlığımı kazandı bu filmde, joseph fiennes i de orta çağ kıyafetlerinin dışında izlemek ayrı bir deneyim... * *
güney afrika da yakın tarihde yaşananları görebilmek, biz "dünyadan bihaber" insanlar için filmler dışında neredeyse mümkün değil, bu yüzden bu tarz filmleri izlemek biraz olsun vicdanımı rahatlatıyor... en çok içerlediğim ise, dünya üzerinde yaşamış en büyük devrim liderlerinden biri olmasına rağmen, hala mustafa kemal atatürk hakkında dünya vizyonlarına girebilecek nitelikte bir sinema çalışmasının yapılmamış olması... sanırım "beyaz adamlar", türklere yeterince zulüm etmedikleri için, özür dilemeyi lüzumsuz buluyorlar, ya da atatürk onlar için "yeterince" despot ve zalim bir lider değil; hitler gibi...

güney afrika nın yakın tarihi ile ilgili benzer bir film izlemek isteyenler için başrollerde samuel l jackson ve juliette binoche nin oynadığı in my country adlı filmi tavsiye ederim...