bugün

felsefe denemeleri

ılık bir kasım gününün akşam üzeri vaktinde ,
kaldığın yurdun rutubetli odasına giderken ,
çatıdan aşağıya doğru ,
birazdan bir şeyleri sana öğretmek üzere ,
bir güvercin düşmektedir.
tam yere düşmek üzereyken hemen ötede duran kediyle göz göze gelirsin.

kediyle aynı anda ,
sonradan yaralı olduğunu öğreneceğin güvercine doğru ,
ok gibi fırlarsın.

aynı anda varır ,
güvercini
kedi tam yakalamak üzereyken kurtarırsın.

güvercini eline alır bakışırken ,
işte o an olanlar olur.

"ben şimdi kedinin akşam yemeğini mi çaldım?"
yoksa
"güvercinin hayatını mı kurtardım?"
soruları arasında
bir iç hesaplaşmaya girişirsin.

ayakta ,
elinde güvercin ,
anlarsın ki
"doğru" ile "yanlış" diye bir şey yoktur.

kediye göre doğru güvercine yanlış ,
güvercine göre doğru kediye yanlıştır.

bilincinden o an
dinler , insanlar , savaşlar ışık hızıyla bu yeni keşfettiğin paradoksun süzgecinden geçtikçe ,
sarsılırsın.

doğru ile yanlışın aslında hiç var olmadığı gerçeğinin ,
hayatında karşına
bu kadar belirgin ,
bu kadar acımasızca çıktığı
bu ılık bir kasım gününün akşam saatinde ,
elinde güvercin ,
ayakta ,
kalakalırsın.