bugün

yoldaşına sarkan abazan solcu

başlık itibariyle ne amaçlandığı ortadadır. fakat sığ yaklaşımlara rağmen biraz birşeyler söylemekte yarar var:

özel mülkiyetin oluşumundan günümüz toplumuna kadının metalaştırıldığı tarihsel süreci göz önüne aldığımızda kadına sarkıntılık etmek bazen normalleşmiş durumların içinde de vardır. ve erkek egemenliği elbetteki örgütlü yapıların içinde de vardır. bunu inkar etmek erkek egemenliğini kabul etmektir. tüm bu açıklamaları yapmamın sebebi ise kendisini kadın sorununa duyarlı sosyalist bir örgüt olarak tanımlayan bir partide yaşanan taciz vakası deneyimini anlatmak istediğimdendir. parti içinde kutuplaşmaya neden olan taciz olayı ve olaydan sonraki sürecte bir kısmın affedilmez bulduğu bu suçu diğer kısmın anlayışla karşılanabilir diye savunmuştur. partiden üst düzey olmasına rağmen tasfiye edilen yönetici taciz olayından rahatsız grubun toplu olarak partiden ayrılmasıyla partiye geri çağrılmıştır. esas üzücü olan ise kendini sosyalist feminist diye tanımlayan kadınların bu kişiyi partiye geri dönerken ayakta alkışlamasıdır.

şimdi bu adam hala kendine solcu der ve çok da destekçisi vardır. içinde bulunduğu parti de öyle azımsanacak bir kitleye hitap etmiyor bugün.

solcu olmak elbette ki daha ilerici ve onurlu bir yapıya sokar insanı. kadın sorununa karşı duyarlılık da doğal olarak bu kesimde etkin bir şekilde görülür. fakat kadının ikincilleştirildiği ve metalaştırıldığı bu düzen içinde bu konuda tam bir disiplin olduğunu düşünmek bazen hayal kırıklığını da yanında getirebilir yukarıda anlattığım örnekteki gibi.

son olarak başlığın havasına geri dönecek olursak: solculara gelene kadar kendi kadına bakış açısını değerlendirmekle çok daha faydalı işlerle uğraşacağını anlaması gereken insanların solcular için altı boş bir şekilde genelleme yapmasıdır.