bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması21
- bik bik'in balona binmesi34
- vatandaşlık farkı alan otel19
- ayça tilki8
- anın görüntüsü18
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim14
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- kanınıza rengini verir misiniz9
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan11
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı25
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş8
aksiyon filmlerini çok sevmeyen, indiana jones'u sevse de öyle aşırı ilgisi bulunmayan bendenizi kendisine hayran bırakmış, zaman zaman nefes aldırtmayı unutmuş, her sahnesi ile ayrı ayrı uğraşıldığı belli, kaliteli film.
çok mühim ekleme: aşağıda paso övgü var. ancak genel yorumlar filmin hayalkırıklığı olduğu yönünde. bunun sebebi sanırım, benim beklentisiz, insanların ise çok büyük umutlarla gitmiş olması. bu her film için aynı şekilde işliyor sanırım.
--spoiler--
bu filmde, dr. jones'un, el dorado'yu arayışına tanık oluyoruz. tabii dr. jones gene gönüllü değil buna pek ama şartlar öyle gerektiriyor. filmin ortalarına doğru oğlu olduğunu öğrendiğimiz zıpır bir genç kendisine eşlik ediyor. her haliyle babasına çekmiş kerata. film ayrıca british museum'da bulunan kristal kafatasını, el dorado öyküsü ile birleştirerek merak uyandırıcı bir senaryo doğuruyor.
aksiyon adeta bitmiyor, açılış sahnesinde senaryodan bağımsız bir yarış sahnesi ile başlayan aksiyonun dozu uzun süre düşmüyor. özellikle en eski indiana jones filminde konuşmalı sahneler bitsin artık aksiyon başlasın diye beklerdim. burada ise iki dakika durun lan nefes alayım demek geldi içimden. bilhassa, peru'da esir düştükleri zaman, oğlanın çıkarttığı kavga-bataklık-araç takip- kovalama atlama hoplama- tarzancılık- dev karıncalar- şelale şeklinde devam eden bir aksiyon serisi var ki tam anlamıyla biri bitmeden öbürü başlıyor.
bu tabii ki işin bilimsel kısmı ve diyaloglar zayıf anlamına gelmiyor. her türlü diyalog ve bilgi yeterince doyurucu.
eksi filmlere ve star wars'a yapılan tek tük göndermeler yerinde ve abartısız.
müzikler zaten klasikleşmiş ancak cafe'de çıkan kavgada arkada, elvis'ten shake rattle and roll çalması gibi ayrıntılar hoş.
evet nihayetinde belirtmeliyim ki bu defa işimiz uzaylılar veya boyutlar arası varlıklarla. ama bu kadar fantastik bir konu sırıtmıyor çünkü yaratıklar hep birer merak öğesi olarak kalıyor son sahneler dışında. orada bile net bir anlatım yok.
bununla beraber nazka düzlükleri, uzun kafalı çizimler gibi yıllardır gizemini koruyan konular, hikayeye çok güzel yedirilmiş.
sonunda çocuk şapkayı takacak ve yeni maceralar bekleyeceğiz derken jones'un şapkayı ver len dercesine kapması, klişe bir sondan kurtardı bizi.
--spoiler--
sonuçta ben 10/10, a masterpiece diyorum.
çok mühim ekleme: aşağıda paso övgü var. ancak genel yorumlar filmin hayalkırıklığı olduğu yönünde. bunun sebebi sanırım, benim beklentisiz, insanların ise çok büyük umutlarla gitmiş olması. bu her film için aynı şekilde işliyor sanırım.
--spoiler--
bu filmde, dr. jones'un, el dorado'yu arayışına tanık oluyoruz. tabii dr. jones gene gönüllü değil buna pek ama şartlar öyle gerektiriyor. filmin ortalarına doğru oğlu olduğunu öğrendiğimiz zıpır bir genç kendisine eşlik ediyor. her haliyle babasına çekmiş kerata. film ayrıca british museum'da bulunan kristal kafatasını, el dorado öyküsü ile birleştirerek merak uyandırıcı bir senaryo doğuruyor.
aksiyon adeta bitmiyor, açılış sahnesinde senaryodan bağımsız bir yarış sahnesi ile başlayan aksiyonun dozu uzun süre düşmüyor. özellikle en eski indiana jones filminde konuşmalı sahneler bitsin artık aksiyon başlasın diye beklerdim. burada ise iki dakika durun lan nefes alayım demek geldi içimden. bilhassa, peru'da esir düştükleri zaman, oğlanın çıkarttığı kavga-bataklık-araç takip- kovalama atlama hoplama- tarzancılık- dev karıncalar- şelale şeklinde devam eden bir aksiyon serisi var ki tam anlamıyla biri bitmeden öbürü başlıyor.
bu tabii ki işin bilimsel kısmı ve diyaloglar zayıf anlamına gelmiyor. her türlü diyalog ve bilgi yeterince doyurucu.
eksi filmlere ve star wars'a yapılan tek tük göndermeler yerinde ve abartısız.
müzikler zaten klasikleşmiş ancak cafe'de çıkan kavgada arkada, elvis'ten shake rattle and roll çalması gibi ayrıntılar hoş.
evet nihayetinde belirtmeliyim ki bu defa işimiz uzaylılar veya boyutlar arası varlıklarla. ama bu kadar fantastik bir konu sırıtmıyor çünkü yaratıklar hep birer merak öğesi olarak kalıyor son sahneler dışında. orada bile net bir anlatım yok.
bununla beraber nazka düzlükleri, uzun kafalı çizimler gibi yıllardır gizemini koruyan konular, hikayeye çok güzel yedirilmiş.
sonunda çocuk şapkayı takacak ve yeni maceralar bekleyeceğiz derken jones'un şapkayı ver len dercesine kapması, klişe bir sondan kurtardı bizi.
--spoiler--
sonuçta ben 10/10, a masterpiece diyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar