bugün
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- en çok sevişmek istediğin kimse8
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması17
- arda güler10
- icardi190511
- jose mourinho52
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür17
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- nihavend longa20
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı13
- şu an ihtiyacım olan şey8
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz13
- uzun entry giren erkek12
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün16
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- amında oyalanmak istiyorum12
- anın görüntüsü10
- kizil kara17
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- albay kemal16
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- aşkım kapışmak8
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu16
- ismail kartal9
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi11
- 99 098 146 tl satılan saat12
Karl Marx'ın David Ricardo ve Adam Smith'in ortaya koyduğu Ekonomik-Politik paradigmaları işçi ve emekçi sınıfının manifestosu haline getirirken izlediği yolun günümüzde post-marksist teorisyenlerin aracılığıyla 18. yüzyıldan 21. yüzyıla değişen bilimsel ve teknolojik gelişmelerin üzerinden bu sefer emek teorisinin sermaye ile uzlaşması ve birikim teorisinin , emek çeşitlerinin , işçi sınıfının politik özne konumunun önemini bilişim çağının zorunlu kıldığı yeni üretim ve emek türleri ile daha karmaşık hale gelen üretim ilişkilerinin burjuvazi devleti ve demokrasisi altında sermaye sınıfının devleti olgusu altında dayatılan değişmiş gibi gösterilen soldur.
Geleneksel solun değiştiğini kanıt olarak çeşitli fikirler ortaya atılmıştır.
1- Sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan fabrika üretiminin ve kentlerde merkezileşen üretim araçlarının ve proleterlerin bilişim ve teknoloji devriminden sonra yavaş yavaş dağıldığını ve üretimin artık sadece fabrikalarda sınırlanmayan bir süreç olduğu olgusu:
- Fabrika üretimi önemini asla yitirmemiştir. Bugün emperyalist tekellerin ucuz hammadde ve işgücü olan değişik coğrafyalarda özellikle kendi patenti altında milyonlarca çocuk işçi ve ucuz emek gücü olarak yerli halkı kullanmaktadır. Fark şudur ki , kapitalizm döneminde burjuvazi bu fabrikaları kendi ülkesinde kurmaktan çekinmeyen sermaye sınıfı ve patronları sömürdüğü işçilerin tepkisi çığ gibi büyüdüğü için korkusundan ve olası grev , iş bırakma gibi eylemlerden karına zarara gelmemesi adına işini garanti altına almaya bakmaktadır. Bu bakımdan işçilerin kent merkezlerinden kovulduğu da bir gerçektir. Ancak bu kovulma süreci fabrikaların ortadan kaldırmamıştır. Aksine fabrikaların çeşitli kollara ayrılıp küçük fabrikalar ve imalathaneler şeklinde parça bazında ürtim yapan emek sektörleri haline getirmiştir. Bu şekilde de işçi kitlesinin nüfus baskısını tek bir fabrikada omuzlamak istemeyen patronlar sömürüyü bu ufak çaplı imalathanelerde taşeronlara devretmişlerdir ve sorumluluklarını azaltmışlardır. işçiyle birebir muhatap olmaktan kurtulmuşlardır.
Gelişen teknoloji aksine işçi sınıfını yok etmemiştir. Gelişen teknolojiye uygun olarak o teknolojide AR-GE çalışmaları yapabilecek yeni teknisyenlerin ve karlı uygulamalar için deneyimli ustaların eğitilmesi süreci ortaya çıkmıştır.
2- Beyaz yakalı - Mavi yakalı işçi ayrımında fabrikalarda üretici durumunda olan işçinin ofis çalışanları karşısında bilişim teknolojisinin yeni üretim araçları ve ürettikleri yeni duygusal emek türleri karşısında politik özne konumunun zayıfladığı olgusu.
Gelişen teknoloji aksine işçi sınıfını yok etmemiştir. Gelişen teknolojiye uygun olarak o teknolojide AR-GE çalışmaları yapabilecek yeni teknisyenlerin ve karlı uygulamalar için deneyimli ustaların eğitilmesi süreci ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan beyaz yakalı ve mavi yakalı işçiler arasındaki ayrım üretim araçları üzerinde tekeli bulunan sermaye sınıfının manipülasyonları ile zaman zaman artsa da eğitim ve hizmetiçi kurslarla ve işçinin bizzat uygulamak zorunda olduğu teknolojinin bilgisine sahip olması zorunluluğu nedeniyle aslında beyaz yakalı ve mavi yakalı işçiler arasında işbirliğini de zorunlu hale getirmiştir. Ancak yapılan işin uygulayıcısı ile o işin teorisyeni ve planlayıcısı arasındaki popülasyon farkı ve işin somutlaştırılması sürecinde elbette işçinin makine ve teknoloji karşısındaki güçlü konumu asla değişmemiştir.
3- Üretici olmayan ve üretici olan emek arasındaki farkın ortadan kalktığı.Uzlaşmaz işçi ve sermaye mücadelesinin artık
bir sınıf çatışması olmaktan ziyade giderek sınıf uzlaşması ve işbirliğine doğru giden yapısı. vs...
Bunun dışında devletin bürokratik kademelerinde çalışan ve ofislerinde neskafe yudumlayıp bilgisayarlarında soltaire oynayarak borsa ve serbest rekabet yasalarının hakim olduğu iş kurumlarında emek ve vakit öldüren beyaz yakalıların aslında kapitalist sistem içerisindeki konumu mavi yakalı olanlara nazaran daha zorlaşmıştır. Bugün üniversite mezunu olup da iş bulamayan geleceğin beyaz yakalı işçilerini artık daha zor koşullar altında nitelikten ziyade niceliksel rekabette somutlaştırmak zorunda oldukları bir sidik yarışı beklemektedir.
Açıkcası 70'li yıllara kadar yarı sömürge bir devlet üzerinde uygulanan kapitalizm 80'li yıllardan itibaren kapitalizmin bir zamanlar sosyal devlet - refah devleti diye işçileri ve emekçileri idare etmenin bir yolu olarak kullandıkları mali oligarşilerin ulusal oligarşilere dayattığı sözde devletçilik gümrük kapılarının 24 Ocak karaları ile açılıp meta ihracı yoluyla zincirlerini kırması sebebiyle sömürünün emperyalist bir konum kazanması ve vahşi kapitalizmin artık emekçi ve işçinin gözünden kaçırmadan açıkca uyguladığı faşizm ile değişimini ortaya koymuştur. Bu bakımdan söylenebilir ki değişen sol değildir , değişen kapitalizmin politikaları ve sermaye sınıfının kendisine ayarttığı yeni politikacılardır.*
Geleneksel solun değiştiğini kanıt olarak çeşitli fikirler ortaya atılmıştır.
1- Sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan fabrika üretiminin ve kentlerde merkezileşen üretim araçlarının ve proleterlerin bilişim ve teknoloji devriminden sonra yavaş yavaş dağıldığını ve üretimin artık sadece fabrikalarda sınırlanmayan bir süreç olduğu olgusu:
- Fabrika üretimi önemini asla yitirmemiştir. Bugün emperyalist tekellerin ucuz hammadde ve işgücü olan değişik coğrafyalarda özellikle kendi patenti altında milyonlarca çocuk işçi ve ucuz emek gücü olarak yerli halkı kullanmaktadır. Fark şudur ki , kapitalizm döneminde burjuvazi bu fabrikaları kendi ülkesinde kurmaktan çekinmeyen sermaye sınıfı ve patronları sömürdüğü işçilerin tepkisi çığ gibi büyüdüğü için korkusundan ve olası grev , iş bırakma gibi eylemlerden karına zarara gelmemesi adına işini garanti altına almaya bakmaktadır. Bu bakımdan işçilerin kent merkezlerinden kovulduğu da bir gerçektir. Ancak bu kovulma süreci fabrikaların ortadan kaldırmamıştır. Aksine fabrikaların çeşitli kollara ayrılıp küçük fabrikalar ve imalathaneler şeklinde parça bazında ürtim yapan emek sektörleri haline getirmiştir. Bu şekilde de işçi kitlesinin nüfus baskısını tek bir fabrikada omuzlamak istemeyen patronlar sömürüyü bu ufak çaplı imalathanelerde taşeronlara devretmişlerdir ve sorumluluklarını azaltmışlardır. işçiyle birebir muhatap olmaktan kurtulmuşlardır.
Gelişen teknoloji aksine işçi sınıfını yok etmemiştir. Gelişen teknolojiye uygun olarak o teknolojide AR-GE çalışmaları yapabilecek yeni teknisyenlerin ve karlı uygulamalar için deneyimli ustaların eğitilmesi süreci ortaya çıkmıştır.
2- Beyaz yakalı - Mavi yakalı işçi ayrımında fabrikalarda üretici durumunda olan işçinin ofis çalışanları karşısında bilişim teknolojisinin yeni üretim araçları ve ürettikleri yeni duygusal emek türleri karşısında politik özne konumunun zayıfladığı olgusu.
Gelişen teknoloji aksine işçi sınıfını yok etmemiştir. Gelişen teknolojiye uygun olarak o teknolojide AR-GE çalışmaları yapabilecek yeni teknisyenlerin ve karlı uygulamalar için deneyimli ustaların eğitilmesi süreci ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan beyaz yakalı ve mavi yakalı işçiler arasındaki ayrım üretim araçları üzerinde tekeli bulunan sermaye sınıfının manipülasyonları ile zaman zaman artsa da eğitim ve hizmetiçi kurslarla ve işçinin bizzat uygulamak zorunda olduğu teknolojinin bilgisine sahip olması zorunluluğu nedeniyle aslında beyaz yakalı ve mavi yakalı işçiler arasında işbirliğini de zorunlu hale getirmiştir. Ancak yapılan işin uygulayıcısı ile o işin teorisyeni ve planlayıcısı arasındaki popülasyon farkı ve işin somutlaştırılması sürecinde elbette işçinin makine ve teknoloji karşısındaki güçlü konumu asla değişmemiştir.
3- Üretici olmayan ve üretici olan emek arasındaki farkın ortadan kalktığı.Uzlaşmaz işçi ve sermaye mücadelesinin artık
bir sınıf çatışması olmaktan ziyade giderek sınıf uzlaşması ve işbirliğine doğru giden yapısı. vs...
Bunun dışında devletin bürokratik kademelerinde çalışan ve ofislerinde neskafe yudumlayıp bilgisayarlarında soltaire oynayarak borsa ve serbest rekabet yasalarının hakim olduğu iş kurumlarında emek ve vakit öldüren beyaz yakalıların aslında kapitalist sistem içerisindeki konumu mavi yakalı olanlara nazaran daha zorlaşmıştır. Bugün üniversite mezunu olup da iş bulamayan geleceğin beyaz yakalı işçilerini artık daha zor koşullar altında nitelikten ziyade niceliksel rekabette somutlaştırmak zorunda oldukları bir sidik yarışı beklemektedir.
Açıkcası 70'li yıllara kadar yarı sömürge bir devlet üzerinde uygulanan kapitalizm 80'li yıllardan itibaren kapitalizmin bir zamanlar sosyal devlet - refah devleti diye işçileri ve emekçileri idare etmenin bir yolu olarak kullandıkları mali oligarşilerin ulusal oligarşilere dayattığı sözde devletçilik gümrük kapılarının 24 Ocak karaları ile açılıp meta ihracı yoluyla zincirlerini kırması sebebiyle sömürünün emperyalist bir konum kazanması ve vahşi kapitalizmin artık emekçi ve işçinin gözünden kaçırmadan açıkca uyguladığı faşizm ile değişimini ortaya koymuştur. Bu bakımdan söylenebilir ki değişen sol değildir , değişen kapitalizmin politikaları ve sermaye sınıfının kendisine ayarttığı yeni politikacılardır.*
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar