bugün

damping

bir firmanın ürünlerini üretim maliyetinin altında veya diğer bir ifadeyle bir kayıpla satmasıdır. bir firma neden zarara satar? bunun bir sebebi firmanın bir piyasada zararına satarak diğer firmaları piyasa dışına itmesi ve piyasayı kontrol etmesi olabilir. bu strateji, şüphesiz firmanın kontrolü sağlamasının ardından diğerlerini piyasaya girmekten alıkoyabildiğinde başarılı olabilir. dolayısıyla, damping gerçekleştirilmesi güç bir şeydir. damping gibi görünen şey çoğu kez sadece fiyat farklılaştırılmasıdır. bir firma, başka bir ülkede aynı ürüne kendi ülkesinde koyduğu fiyatın altında bir fiyat koyar. eğer tüketicilere ev sahibi ülkede, yabancı ülkede olduklarından daha düşük bir talep fiyat elastikiyetine sahipseler, bu tam anlamıyla mantıklı bir strateji olacaktır. bu durumda, firma ev sahibi ülkede daha yüksek, yabancı ülkede daha düşük bir fiyat koyarak hasılatını arttıracaktır.

bu, dampingin yasal olduğu durumların bulunmadığı demek değildir; ancak çoğu koşul, firmalar arası rekabetten ziyade devlet sübvansiyonlarını ve vergileri içerir.

bir damping örneği, avrupa birliği 'nde üretilip çin'de satılan şekerde meydana gelmiştir. ab, şeker üreticilerine sübvansiyonlar sağlamakta ve bu kişiler sübvansiyon sonrasında şekeri üretim maliyetlerinin altında satabilmektelerdi. çin, ulusal para birimi yuan cinsinden şekerin ton başına ortalama maliyetin ab'nde 5,623 iken, guangxi'de 2,230 olduğunu dikkatler önüne sermiştir. ancak ab ton başına, 4,127 sübvansiyon sağladığında, ab şeker ihraacatçıları şekeri, 1 429 yuan kadar düşük fiyattan satabilmekte ve çin şeker üreticilerini piyasa dışına atabilmektedir.

sonuçta damping, çin'de şeker fiyatlarının yüzde 35 düzeyine düşmesine ve çin'de üretilen şeker miktarının önemli ölçüde getirmesine neden olmuştur.