bugün

çocukken yapılan garip iyilikler

Pet şişeleri bisiklet lastiğinin fren boşluğuna sıkıştırıp mahallenin cazgır teyzelerini deli ederdik. Vırrrın vırrın motor sesi bizi bizden alırdı tabii. Deli danalar gibi bir o yana bir bu yana köklerdik bisikletin pedalına.

siyaset nedir bilmiyoruz tabii, ufağız. Bizim için yola yeni dökülmüş sıcak asfalt demek, "hadi deli gibi bisiklet sürün" demek. Muhtarlıkmış, belediyeymiş işimiz olmaz o zamanlar.

Neyse uzatmayayım, bir gün yine yeni asfaltta Çılgınlar gibi bisiklet sürerken toprak yola saptık. Hızla giderken yolun ortasında karşıdan karşıya zincir gibi uzanan bir siyahlık çarptı gözüme. Tabii frenlerim de iyi tutuyor o zamanlar. Sıktım frenleri,
kaydırdım lastikleri,
indim aşağı.
Sonra omzuma kadar kaldırdım bisikleti. Siyah zincirin üstünden atladım ve gülümseyerek eve doğru sürdüm bisikleti. Karadan gemileri yürüten fatih gibi gururluydum. Karıncalar yuvaya ekmek taşıyordu. Onları ezmemiştim. Zahmet edip üstlerinden atlamıştım.

Şimdi iyi biliyorum ki çocukken hayvan sevgisi kazanan çocuklardan, büyüdüklerinde insanlığa zarar gelmiyor...