bugün

avrupa nin yeni prensi

ilk söylendiğinde biraz abartılı bir benzetme olarak algılanmıştı bazı beyinlerce. öyle olmadığı artık yavaş yavaş işleniyordur aynı beyin kıvrımlarına.

kezman: geldi, sorunlar yaşadı, o günlerde türk medyasının acemi ve beceriksiz kalemlerinin gazabına uğradı. ilk maçta attığı enfes kafa golü, sevilay! ın gazozunu açtı, ama içine akıtmadı. ikinci maçta da elinden geleni yapıp, rakip defans oyuncularını bir hayli meşgul etti.

uğur bolat: uzun zamandır türk ve dünya futbol arenasında böylesi yetenekli, azimli, hırslı ve pozitif bir sol kanat oyuncusu görülmüyordu. sevilya nın o meşhur sağ koridorunu evinin arka bahçesinde sabah sporu yapıyormuş gibi kullanması bizi mest etti.

gökhan ünal: uğur bolatın sağ kanattaki yetenek ikizi. bu adama top geldiğinde heyecanlanıyor insan.

alex: the king!

david: sihirbaz, ortasahanın ilerisinde büyü yapıyor sanki.

wederson: roberto carlos un yokluğunda sol beki ve hatta ortasahanın sol kısmını sahipsiz bırakmadı.

lugano: ilk maçtaki kafa golü, ikinci maçtaki olağanüstü savaşçı ruhu!

edu: bu maçta kalemize gol atmadığı için zaten başarılıydı. ama david in ilk golünde kaleye giden topun üstünden atlayıp gole izin vermesi kendisini affettirdi yeterince. penaltı kaçırdı, olsun. baggio da kaçırmıştı.

selçuk: takımdaki en kötü oyuncu. iki golde de hatası var. mantalite olarak fenere yakışmıyor. yetenekli ama kıt beyinli. ibrahim üzülmez ile kahvede oturup kağıt oynamalılar gecelerce. nohut yetiştirmeliler.

volkan: uefa nın resmi sitesinde maçtan sonra; "ihanetten kahramanlığa" diye başlık açıldı *. herşeyi özetliyor. 3 penaltı kurtarılır mı volkan, insan mısın?

aurelio: robinson un cuma sı gibi, çalışkan, kanaatkar, güven verici.

bunu biz değil, avrupa ve dünya medyası da kabul ediyor artık, bu takım avrupa nın yeni prensi. eski prens galatasaray taraftarı olarak, hikayelerinde onlara bol şans diliyorum.