bugün

entry'ler (737)

fazla zeki olmanın zararları

alkol ve her türlü uyuşturucuyu kullanmaya yatkınlık.

the equalizer

sakın izlemeyin, gidin simpsons izleyin, başka her hangi bir filmi izleyin ama bunu izlemeyin, yanlışlıkla size bu filmi izleyelim derlerse hemen oradan kaçın, size bu filmi tavsiye edenler olursa onlarla ölene kadar konuşmayın, face den de silin.

--spoiler--

adam elinde çakıyla silahlı 100 rus u öldürecek, çakmak gazıyla gemileri havaya uçuracak, çekiçle soyguncu avlayacak, hızını alamayıp rusya ya gidece ve rus mafyasını duş alırken yakalayıp vuracak

-spoiler--

kaçın la kaçın klişe geliyooooo

26 şubat 2015 beşiktaş liverpool maçı

çamura ve çirkefliğe batmış, şikeyle ve bayağılıkla bulanmış türk futbolunun zafer ve gurur gecesini yaşattığı için bir cimbomlu olarak beşiktaş a şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum....

anlatacak çok şey var, ama abartacak bir şey yok.

türk liginin kalender bir takımı ingilizlerin kalbur üstü bir takımını eledi. bu bile başlı başına bir başarıdır, bir zaferdir, tarihe düşülecek altın yaldızlı bir nottur..

nerden başlasak, nasıl anlatsak, kaç kişiydik o zaman bak, kaç kişi kaldık şimdi, kartal kartaaaaal!

hikayeye aslındaa, 8-0 lık hezimetten başlamak lazım çünkü bu hikayenin temelleri o zaman atıldı. renklisi renksizi herkes bu orjinden biçemlendirdi bjk yi, ben dahil. sonra biliç geldi, motta geldi, demba ba geldi, sosa geldi, opare geldi ve bu hikayenin seyrini değiştirip kendi hikayelerini yazdılar bjk nin kaderini değiştirdiler. 8-0 dan gelip liverpool u elemek bir başarıdır.

tr liginin en iyi top oynayan takımı. hmm, bu iddialı yakıştırma beşiktaş a ait. emre belozoglu buna katılmasa da(!) bu bir hakikat..

iyi futbol, akıllı yönetim, inanmış topçular, feda!kar seyirci= zafer!

biz (gs) nasıl bir sayfa açtıysak, bjk de öyle bir sayfa açtı. hem de iyi top oynayarak, hem de maç içinde klas hareketlerle ingilizlere futbol dersi vererek. bu zafer 10 hezimete bedel. çalsın sazlar, oynasın zenneler!

kız alınabilecek en elverişli iller

chp li yerel yönetime sahip her ilden kız alınabilir. plus antalya.

20 şubat 2013 galatasaray schalke 04 maçı

shalke alman liginde zor günler geçirse de, şampiyonlar liginde kolay yenilmeyen taş gibi bir takım. belki alt sıralardaki alman takımlarını yenemiyor ama bunun sebebi alman liginin kalitesi. çok organize, ayağa pas yapabilen, kanatları çok iyi kullanabilen, fizik gücü yüksek, hızlı ve teknik yıldızları da olan ortalama üstü bir takım. maça burdan başlamak lazım. dün gece de bu özelliklerini sahaya çok iyi yansıttılar.

teknik ve taktik olarak da, cimbomu iyi analiz ettiklerini gösterdiler. cimbom, geriden oyun kurmakta çok zorlanıyor. eğer biraz ileride stoperlere ve melo-selçuk ikilisine basarsanız kendi sahasına kitleyip, kaleci muslera yı degaj yapmak zorunda bırakıyorsunuz, ki biz bunu bu sene defalarca gördük. shalke çok akıllı bir taktikle önde basarak cimbomun ataklarını daha başlamadan kesti ve atak başlattı.

bunun çaresi, toplu savunma ve toplu hücumdur. hamit in, sneijder in hatta forvetlerin gelip ortasahadan top çıkarılmasına yardım etmesi gerekmektedir. ama bunun için de daha fazla koşmak ve daha fazla kondisyon ve daha fazla pas yapmak gereklidir, bizim türk takımlarında bunlar genelde eksik.

pas pas pas! cimbom şu pas trafiğini bir türlü yerleştiremedi. verkaçları sadece drogba gelince yapmaya başladılar. üçgenleri oturtamadılar. kanatlardan adam kaçırmayı başaramadılar. çünkü sağ kanadımız zaten yok! hamit belki kariyerinin bir döneminde sağ kanat oynamıştır ama bu haliyle asla buna uygun değil. bunu tam 30 maçtır başaramadı. sağ bek de oynayamaz, hollanda milli maçında sap bek denendi, roben orayı otobana çevirdi. e nerde oynayacak bu adam? ortasaha nın sağında! hem defansif olarak takıma katkı sağlayacak, hem de oyun zekası ve yeteneğiyle takımı atağa çıkaracak. hatta forvet arkası bile oynar, topu alıp saklayıp, bir kaç metre sürüp öldürücü paslar atacağı bir forvet arkası olarak. ama sağ açık oynamaz. çünkü sağ açık demek, topu gerektiğinde rakibinin sağından atıp solundan geçecek adam demek. hamitte o hız yok. ama terim paşa aylardır hamit i sağ kanat oynatarak takımın kanadını kırıyor. büyük bir hata!

dany. iyi niyetli, aslında fena oynamayan, çalışkan bir arkadaş. ama galatasaray gibi dünya nın en büyük 10 kulübünden biri olacaz biz yea! diye yola çıkan bir takımın stoperi olamaz. çünkü top ayağına gelince panikleyen, alelacele paslar atan, her maçta ölümcül bir hata yapıp rakip forvetleri kaleciyle karşı karşıya bırakacak bir oyuncu. nitekim shalke maçında da havadan gelen bir topu (ki takımın yarısı ilerdeyken) ileri şişirmesi gerekirdi. o ne yaptı, iki metre önündeki adama yollamaya çalıştı beceremedi, kontratak başlattı. bir değil iki değil. her maçta yapıyor bunları. büyük hata.

riera da aynı şekilde, çok severim kendisini, beğenirim, takımdaki bence en iyi sol açık ve sol açık oynaması gerekiyor. amrabattan kat kat daha etkili, akıllı ve etkili bir sol açık. tamam amrabat kadar hızlı değil ama oyun okuması, hücuma katkısı, ortaları, ara pasları ondan çok daha iyi. sevgili terim, rierayı neden sol açık oynatmıyorsun en azından bir maç denemiyorsun adam bas bas bağırıyor ben sol bek oynayamıyorum, adam kaçırıyorum, pozisyon almam zayıf, arada ileri çıkınca iyi işler yapıyorum ama terim bunu duymuyor. büyük hata.

hamit, dany, riera. cimbomun en zayıf noktaları.

şimdi gole bakalım, hamit ilerde top ezer ve kaptırır, shalke savunması topu ileri şişirir, top dany ye gelir, dany panikler ve topu rakibe kaptırır, riera kendi bölgesine giden topa müdahale edemez, semih orayı kapatmaya çalışır, riera ortaha kaçan adama koşması gerekirken o da semihin koştuğu bölgeye koşar ve gol gelir. işte muhteşem üçlü ve gelen gol.

terim kariyeri boyunca yapmadığı hataları bir sezona sığdırmaya çalışıyor sanki. bir kere eboue yi ya da sabriyi sağ açık ya da sol bek denemiyor, riera yı sol açık denemiyor, hamiti ortasaha ya da ön libero denemiyor, hatta melo bile dany nin yerinde denenebilir.

tekrar maça dönersek, böyle bir maça göre cimbom çok iyi fırsatlar yakaladı. hamit in direkte patlayan şutu, burakın sağ ve sol çaprazdan auta giden şutları, sabrinin füzesi gibi. bu da demektir ki ikinci maçta gol ya da goller bulabilir cimbom hiç de zor değil. ben hala umutluyum turdan, çünkü cimbom üzerinde evsahibi ya da şöyle diyelim, oyunu domine etme baskısı olmayınca ( deplasmandaki braga, cluj, manu maçları) daha sakin ve gerçek kimliğine uygun oynuyor bence. bir de sneijder ve drogba nın 3 haftalık daha alışma süreci eklenince güzel şeyler olabilir.

son olarak zemin e gelirsek, ne kadar güzel stad yaparsanız yapın, ne kadar dünya starı getirirseniz getirin, bir yerden türk olduğunuzu göstermek zorundasınızdır. ya madonna konserine izin verip 50.000 kişiyi çimlerde zıplatırsınız, ya da bir kaç milyon dolara yenilettiğiniz çimlerinizi uyarılara rağmen bir maça yetiştirmeye çalışıp olgunlaşmasını beklemeden yeniden çökertirsiniz. en sonunda gidip çimlerin ortasına bir tabela asmayı düşünüyorum çimlere basmayın! diye.

6 şubat 2013 türkiye çek cumhuriyeti maçı

avcı nın nasıl yetersiz bir teknik direktör olduğunu bir kere daha! gözler önüne seren maçtır. elle tutulur hiç bir yanı yok, neyini eleştirelim bu takımın. burak ve umut gibi iki formda forvet yedek, mevlütle ileride mucize aranıyor.

sistem yok, defans kurgusu yok, topu alan ne yapacağını şaşırıyor, karambol futboluna devam. ama sorun oyuncularda değil, avcıda. oynatmaya çalıştığı sistem demode, güçsüz ve rastlantısal.

galatasaray ı zor günlerin beklemesi

galatasaray ın şu an için bulunduğu konum iyi gibi görünse de ( şampiyonlar liginde gruptan çıkma, lider olma, flas transferler vs.) aslında yolunda gitmeyen bir çok şey vardır.

galatasaray rahat değil! futbolcuların üzerinde bir gerilim var ve bu da sahaya yansıyor. geçen sene üzerlerinde bir baskı yoktu ve rahattılar. çünkü zaten küme düşme noktasına gelmiş bir takımlardı ve kimse onlardan 2-3 yıldan evvel toparlanmalarını beklemiyordu, tıpkı bu sene beşiktaş da bulunan dünya sikime minare götüme rahatlığında olduğu gibi.

ama geçen yıl bir futbol mucizesi oldu ve fatih terim sıfırdan bir rüya takım yarattı! defansıyla, orta sahasıyla, forvetiyle, oyun anlayışıyla mis gibi oynadılar, mis gibi şampiyon oldular. üstüne bir de çoktandır unuttuğumuz ve izlemeye hasret kaldığımız yerli bir yıldız parlatarak! selçuk inan! buna semih in, elmander in, zaman zaman engin baytar ın performansları eklenince başarı da geldi.

ve bu başarı ve yeni yönetim ve yeni stad, yerlerde sürünen türk futbolunda bir ışık, bir avangard devrim habercisi idi. cimbom her zaman olduğu gibi türk futbolunda bir lokomotif, bir önderlik, bir başarı çıtası yükseltme görevini devraldı. aslında iyi de oldu, çok da güzel süper de oldu, yoksa gerek klüplerimiz, gerek milli takım, daha senelerce çamurdan başını kaldıramayabilirdi.

beşiktaşın; maddi sorunlarla,
fenerbahçenin; aykut kocaman, aziz yıldırım ve şike lekesi ile,
trabzonsporun; verilmeyen şampiyonlukta feneri, futbolcularını çalmakla da cimbomu suçlamaktan bütün enerjisini kaybetmesiyle
bursasporun; kazandığı onca paraya rağmen küçük düşünmekle ve kadrosuna güçlü transferler yapmamakla

uğraştığı bir sezonda hasbel kader yine ligin ilk yarısını lider tamamladı. şampiyonlar liginde üst düzey mücadele ( bunu lig maçlarında yapamıyorlar) üst düzey konsantrasyon, biraz şans biraz da rakip takımların güçsüzlüğü vesilesiyle de gruptan ite kaka çıktılar.

dany nin pimi çekilmiş bir el bombası olması, riera nın defansif özelliklerinin yetersizliği, melo nun elinde kibrit ve benzinle maça çıkması ayrıca bir lama olması, hamit in sağ çizgide top ezip durması, amrabat ın top ayağına geldiğinde hokus pokus yapması, emre çolağın rüyasında bile birilerine çalım atmaya çalışması, sabrinin sabri olması, engin baytar, yekta ve aydın yılmaz ın formsuz olmaları cimbom u kırılgan yapan etmenler.

üstüne son zamanlarda eklenen fatih terim in, sebebini anlayamadığımız basit hataları tekrarlamaya başlaması, emre çolak, aydın yılmaz, engin baytar, hamit altıntop gibi topçuları kazanmaya çalışırken takımın ilerlemesini engellemesi gibi faktörler de eklenebilir.

ite kaka maç kazanan, dişli ve disiplinli takımlara boyun eğen, henüz işlevsel pas trafiğini ve oyun hakimiyetini elde edememiş, istikrarsız, maç başlamadan nasıl oynayacağını kestiremediğiniz bir takım var şu an elde. biraz karambol, biraz baskı ve mücadele, biraz da forvetlerin becerisi ile maç kazanıyor.

shalke maçları cimbom için kırılma anları. ya yeni transferlerle birlikte uyum içinde ve güzel futbol oynayan bir takıma evrilirler, ya da shalke buldozer gibi cimbomun üstünden geçer ve yeni bir kaotik ortama devrilirler.

tahminim, ikincisi olacak ve galatasarayda çok gürültü patırtı çıkacağı yönünde.

paralel evrende belki seks yaparım ağdası

-paralel evrende sex var mı büyük anne?
-tabi kızım dünyanın bin bir türlü hali var

30 eylül 2012 akp dördüncü olağan kongresi

mısır, filistin, ırak gibi ülkelerden gelen isimlerin katılarak tayyip hakkında konuşturuldukları ezik kongre. ne kadar çirkin, boş beleş, problemli, dünyayla kavgalı, işe yaramaz lider ve insan varsa ordaydılar.

2023 den sonra bir de 2071 zihni sinir projesi çıktı piyasaya. imam hatip ordusuyla inşa edecekleri gerici, içine kapanık, küçük düşünceli, dışa bağımlı, halkı koyunlaştırılmış yeni türkiye.

bol bol yalan söylendi, %99 la gelsek % 1 i koruruz dendi. ahahahahahah ben buna gülüyorum ya. bunu söylerken bütün muhalif gazeteler içeri alınmamıştı üstelik.

şöyle bir tiplere baktım, katılımcılar zaten standart, badem bıyık, parlak takım elbise gömlek, şuursuz ve zeka yoksunu itaatkar hayran bakışlar.. bir de protokole baktım sözde bizi 2023 e taşıyacak yönetici kadroya, içim karardı, bir bardak soğuk su içtim sigara yaktım 31 çektim öyle uyuyabildim.

erkekleri mutlu etmenin yolları

maaşına zam yap.

zaytung

tamam komik değil ben de gülmedim ama bir de şöyle bakmak lazım. mizah'ın sınırı nedir, sınır olmalı mıdır?

adı üstünde mizah, yapılırken kimseyi incitmek istemeyecek kadar naif bir yanı var zaten. ha bazen öyle noktalara değer ki toplumun yüzleşmeye çekindiği, kral'ın duymak istemediği şeylerin söylendiği bazı durumlara düşebilir ama her şeyde olduğu gibi ona da mı sansür koymalıyız?

evet hem de hiç komik değildi, sadece down lu çocuk meselesi değil esprinin kendisi bizzat kötü, zorlama, gereksiz.

ama şimdi biz beğenmedik diye bu zehir gibi çalışan beyinlerin üstüne tuz ruhu mu dökelim? onları "acaba bu esprim yanlış anlaşılır mı" lara mı mahkum etmeliyiz? beğenmediysek bunu medeni bir şekilde belirtip linç etmesek olmuyor mu?

yapılsın arkadaşım, en mahrem konular, en olmadık benzetmeler, en alakasız bağlantılar kurulsun, insanların beyinleri böyle böyle açılır gelişir, "ı ıh olmamış bu dön bakim götünü kazık sokmalıyız" devirleri orta çağda kalmadı mı?

bi daha söylüyorum, berbat bi espriydi. ama şimdi birazdan bir politikacının çıkıp edeceği laflar daha mı az berbat? yazarları, çizerleri, gazetecileri, öğrencileri sistem tarafından sürekli tacize uğrayan, aydınları susturulan, medyası ele geçirilmiş, sürekli yanlı haber pompalanan bir ortamda, biz de onlara mı katılmalıyız?

yaptıklarını tasvip etmiyorum, ama bunu onlara kırıcı ve vahşi duygularla aktarırsam ifade ve düşünce özgürlüğüne, insanların bazen çizgiden dışarı adım atabilme özgürlüklerine, bir ortamda rahat fikir beyan etme haklarına saygısızlık olmaz mı?

biz zaten ilkokuldan beri, sus, yapma, etme, o elini indir, ellerini cebinden çıkar, sigaranı söndürlerle büyüdük. sonra erken kalk, çocuk yap, çok çalış, askere git, vergi ver, sus, elini indir, o yazarı okuma, bu konuda konuşma, sadece dinle ve oy ver lere kadar geldik.

adamların sloganı zaten ahlaksız haber diye! o siteye girenler de ortamı rajonu bilen insanlar, ciddi değiller o yüzden komik zaten ayıla bayıla girip okuyup süpürüyoruz siteyi. söz konusu haber hiç komik değil, gülmedik, ama siz devam edin yine bol bol fosfor yakmaya. neresinden baksan bir espridir, cisimsizdir, boşluktur, içi dolu değildir, art niyet yoktur.

galatasaray

melo yu öyle ya da böyle almayarak, (göstere göstere ambarata eşek yüküyle para verip de üstelik)kalbimize bir çizik atmış takımdır. şahsen (ambaratı da geçelim belki hak ediyordur o paraları), hamite bir öküz arabası dolusu para döküp (hamit oynadığından fazlasını oynamalı bu beklentiyle ki buna yaşı izin vermeyebilir ) melo yu almayan yönetime ne demeli bilmiyoruz.

bu takım başarılı olabilir, şampiyonlar ligini de kazanabilir, bunlar bize melo yu unutturamaz, çünkü tam bir arslandı kendisi.

takım izlemek biraz da oyuncu izlemektir, takım sevmek biraz da o takımdaki oyuncuları sevmektir. we love you melo.

ohhh yoooooowwwww.

cahil bir milletiz

aslında cahil değil de saf bir milletiz. komunizm den korkumuza amerika nın dediklerini dinledik hep, o da sağolsun bizi bir güzel sikti. bize yol yaptırdı, araba aldırdı, benzin sattı. o yüzden amerika bizim en büyük düşmanımızken, hala onun yanında kalabilmek ise esas cahillik.

iyi niyetli ve iş bilmez halkımız nasıl istanbul a geldiğinde dolandırıldılar, biz de aynı şekilde dolandırıldık milli kaynaklarımız çaktırmadan sömürüldü. gözümüzün içine baka baka geleceğimizi çaldılar. kendi kültürlerini pompalayıp reklamını yaptıkları ürünleri sattılar.

sanayimizin büyümesine hep engel oldular, her işimize taş koydular, çeşitli entrikalar çevirdiler biz de hepsini yedik. sadece sigaradan ve kola dan amerikaya kaç milyar bayıldığımızı söylemek istiyorum 10 milyar dolar. o paraya öküz alınırdı!

insanlar neden aşık olur

çünkü http://twitpic.com/9zs7ru den dolayı.

seni seviyorum çünkü

ilksin.

tebrikler kızınız hamile

dezenformasyon var bir dakika!

sağlık bakanlığı zaten prensip olarak bütün gebelerin peşinde, . anne ölümlerini azaltmak istiyor, bir ülkenin gelişmişlik göstergelerinden birisi de anne bebek ölüm oranlarıdır.. herkesin veri tabanında bilgisi var zaten aile hekimliğinden dolayı. çocuğun hangi aşıları ne zaman yapıldı, gebe hangi ayda diyabet kontrolüne girdi hepsi mevcut. ayrıca gebliz adlı sistemle gebeler aile hekimlerine bildiriliyor.

işte bu noktada aile hekimi o gebe ile "sağlık ocağına gel de bir tansiyonuna bakalım" şeklinde bir iletişime geçmek durumunda, ya sistemde kayıtlı adresine gidecek, ya da önündeki ekranda yazan telefonu arayacak. burdaki arkadaş daha orjinal bir fikir geliştirip direk sms atmış, ki hatalı bir girişimdir. hiç bir kanunda belirtilmese bile, bir hekimin, gebelik gibi, aids gibi hepatit gibi şahsi bilgileri bu şekilde ortalığa saçmaması gerekmektedir. bu hipokrat yemininin iptalidir, hekimliğin ayıp kısmıdır. düşünmelidir ki bu bilgiyi paylaşan hekim polis ya da muhtar; burası türkiye iki saniyede namus cinayeti işlenmişliği vardır ki bu bir dünya rekorudur.

ayrıca sağlık bakanlığının böyle bir uygulaması yoktur. iki farklı uygulama vardır.

1-sağlık bakanlığı gebeleri aile hekimlerine bildirir
2-aile hekimleri gebe ile iletişime geçer

bu olayda bu ikisi birbirine karışmıştır. sağlık bakanlığının yeni bir uygulaması gibi gösterilmiştir, ama biz öyle olmadığını artık biliyoruz. ve hekime laflar hazırlıyoruz.

akp li değilim, ama neyli olduğumu da söyleyecek değilim.

nihat doğan ın ateistlere verdiği ayar

daha çok ayarın dibini almış gibi görünmektedir.

gerçek zaytung haberleri

1 liralık borç 4 yılda 28 bin lira oldu!!!

http://gundem.milliyet.co....2012/1548511/default.htm

oğlum bak git çin versiyonu

özellikle seslendirmesi ve olay benzerliğiyle beni benden almıştır.

http://dunya.milliyet.com....2012/1546647/default.htm

rize de cinnet geçiren polis memuru

lise mezunu insanlar hiç bir psikolojik teste tabi tutulmadan, sadece yüzünde ben var mı, kolunda dövme var mı iyi şınav çekebiliyor mu, ha bi de unutmadan 5 vakit namaz kılıyor mu diye bakıp polis yapılırsa, bu zamana kadar böyle olayların yaşanmamasına şaşırmak gerekir.

olay münferittir, bunu yapan bir doktor ya da itfaiyeci de olabilirdi, hemen polis-iman-fetullah-akp-erdoğan zinciri başlatmamak gerekir.

alınması gereken ders, bu çeşit dini hezeyanları olan, şizofreni ya da psikoz tanısı alabilecek silahlı birimleri ciddi testler ve analitik gözlemlerle ayıklamaktır. gerçi dini hezeyan günümüz türkiyesinde "allah sevgisinin verdiği coşku" olarak algılanacağı için pek umut yok o kısımda.

yarın öbür gün bir başka polis o mermileri atatürkü çevreleyen çelenklere değil de, iman seviyesinden şüphelendiği bir takım prototiplere yöneltmese bari.

(bkz: sikmeseler bari)