bugün

baki mercimek

kim ne derse desin, ne kadar alay ederse etsin, hatta hakaret eden seviyesizleri de salla gitsin, ben bu adamı seviyorum ya. süper adam kesinlikle. beşiktaşımız'da her daim görmek istediğim bir futbolcudur baki. oynamasın yedekte dursun. ama gene de kadroda bulunsun istiyorum.

allasen, bu adam belki haftalarca topa ayağını sürmedi, kadroya alınmadı, adamdan sayılmadı, bir gün şikayet ettiğini, bir gün "benim oynamam lâzım!" dediğini duydunuz mu? adam sadece işini yapıyor ya da yapmaya çalışıyor. tamamen iyi niyetiyle takıma katkıda bulunmak istiyor. ama kendisini mimleyenlerden rahat bulamıyor ki. geçen galatasaray maçında ayağı kaydı misal; hemen hakaret yağdıranlar oldu. lan iyi de sen düz yolda yürürken hiç mi düşmedin? bir futbolcu dengesini yitirip düşemez mi? baki harika bir insandır bana göre. varsın o kadar iyi futbolcu olmasın. maç boyu tüm çabasıyla görevini yapmaya çalışıyor ya, hoca ne zaman görev verirse hiç burnunu kaldırmadan o zaman oynuyor ya, kimi zaman sıçsa bile yılmadan mücadele ediyor ya o bana yeter. ne topçular gördük büyük takımlara transfer olunca yatıp keyfine bakan. baki öyle biri değil. baki aldığı paranın hakkını vermek isteyen biri. kendisine fırsat verildiğinde elinden gelenin en iyisini yapmak isteyen biri(yanımdaki arkadaşım tutmasa o iflah olmaz bir romantik falan diye uzatıcam valla yazıyı). ben o yüzden seviyorum bu adamı.

belki bu söylediklerim çağdaş futbol anlayışına uymuyor. yürekten, iyi niyetiyle futbol oynayan bir adama yetenekleri kısıtlı diye sırt çevirmek çağdaş futbolun bir gereğiyse ben o futbolun içine sıçayım. açık ve net söylüyorum. ben baki'yi bu takımda görmek istiyorum arkadaş. varsın sürekli oynamasın. ama jübilesini bile bu takımda yapsın. biz takımımızı sevinmek için sevmedik. baki'yi de birkaç hata yaptı diye siktir edecek değiliz. o karakteriyle örnek olması gereken biri. şimdilerde para etmeyen değerleri bize hatırlattığı için de değerli biri. adamım o benim. kim ne derse desin...