bugün

bridge of spies

görsel

Yalnızca şu posteriyle bile bende büyük ilgi uyandırmış, yönetmenliğini steven spielberg'ün yaptığı, başrolünü tom hanks'in oynadığı, hikayesi 1957 yılında geçen film. Abdde 4 ekim 2015te vizyona girmiş. Soğuk savaş yıllarında abd tarafından casuslukla suçlanan bir ressamın ve onu savunan bir avukatın hikayesini anlatıyor.

Türkiyede vizyona girdi mi girecek mi hiç haberim yok. Bilgisi olan bilgilendirirse sevinirim.

--spoiler--
Yıl 1957. Savaştan sadece 12 yıl sonra dünya kabaca iki bloka bölünmüştür: Demir Perde, yani komünist blok ve de demokratik Batı. (Arada kalanlara ise o yıllarda ‘üçüncü dünya ülkeleri’ denirdi.
iki yan da korkuyla nefretin birbirine karıştığı bir psikolojiyle, iki düşman cephe halindedir. En çok korkulan da anıları henüz taze olan Hiroshima felaketine dayanan atom silahları tehlikesidir. ABD Sovyetler’in, Sovyetler ise Batı blokunun bu silahı giderek geliştirmesi ve olası bir savaşta kullanması paranoyası içindedir.

Bu atmosferde, casusluk mesleği de en parlak dönemini yaşamaktadır. Bu arada CiA aslen Rus olan bir profesörün ABD’de Sovyetler için casusluk yaptığını keşfeder. Ve adamı tutuklar. Ama bu ne de olsa Amerikan demokrasisidir. Ve elaleme karşı bir casusun bile savunma hakkından yoksun kalmadığını ve adaletin tüm kurallarıyla işlediğini göstermek şarttır.
Böylece ülkenin en tanınmış hukuk bürosundan, vaktiyle ünlü Nurenberg duruşmalarına da katılmış avukat James Donovan (tom hanks), Sovyet casusunu savunmakla görevlendirilir. O da ailesinden tüm kamuoyuna hemen herkesin antipatisini, giderek nefretini kazaman pahasına bu zor işi yüklenir. Ama o büyük siyasal gerilim yıllarında, bir ABD uçağının Sovyet hava sahasında düşmesi ve de bir Amerikan öğrencinin Doğu Berlin’de tutuklanması gibi gelişmeler, bu olayı gitgide daha karmaşık hale getirecektir.
Son jeneriklerde isim isim her kahramanın özetlenen hikayesiyle, filmin gerçek olaylara dayandığı anlaşılıyor. Spielberg’in klasik sinemasının olgun ve kusursuza yakın yeni bir örneği bu...Aksiyon sahneleri az, ama öylesine etkileyici ki...Amerikan uçağının düşüşü; o hala enkaz halindeki Berlin, özellikle de Doğu Berlin’de sokağa inmiş korku ve sefalet. O yeni inşa edilen Berlin duvarının üzerindeki köprülerde casusların ‘değişim sahneleri’; o sanki savaşın büyük bir toplumsal ve psikolojik mücadele halinde süregelen biçimi.

--spoiler--