bugün

biliminsanı ile doktor ve mühendisi aynı sanan mal

(bkz: mal mal tespit yapmak)

bi mühendis açısından durumu tanımlarsak;

hiçbir üniversite ya da mevcut eğitim sistemi bir mühendise veya doktora karşılarına çıkacak mesleki mevzuların tüm cevaplarını öğretemez. bu mümkün değil. eğitim sonucunda bir mühendis veya doktorun uzmanlaştığı-uzmanlaşacağı alanlarda belli bir bilgi birikimine sahip olması ve bu bilgiler üzerinden (tabiki belli ilke ve prosedürlere uygun olarak) kendi izleyeceği yollarla çözümler üretmesidir. dediğim gibi bütün cevapları ezbere bilmek, bütün çözüm yollarından haberdar olmak mümkün değil. öyle doktor hasta tedavi eder, mühendis yol-bina yapardan ibaret değil o işler. ben doktorluk meselesine pek hakim olmadığım için mühendislik üzerinden devam edeyim.

daha 28 yaşında genç bir mühendis olarak üniversitede hiç öğrenmediğim bir sürü teknik, kısayol, daha sağlıklı sonuçlar veren çözümleri zaman içinde kendi kendime geliştirdim. bunları yeri geldi çalışanlarımla, yeri geldi meslektaşlarımla ve hatta hocalarımla paylaştım. belki öyle literatüre geçen patentli falan buluşlar değil bunlar fakat sonuçta bir anlamda bilimsel değeri olan işler. bu da bilimsel ilerlemenin önemli bir parçası.

ben pek yazılım olayına hakim değilim. ama mesleki bir problemin çözümünü farklı bir yoldan daha iyi çözebileceğimi hayal eder kurgular ve bunun programını bir yazılımcıya yaptırabilirim veya mevcut yazılımlardan birine bunun eklenmesi konusunda tavsiyede bulunabilirim. bunun için akademisyen veya başka tip bir "biliminsanı" olmama gerek yok. düz mühendis olarak bilimsel karşılığı olabilecek bir tane fikir bile üretebiliyorsam ben de bilim insanı tanımına girmiş olurum.

bilim adına fikir üretebilen (bunu öyle kahvede atıp tutar gibi yapmaktan bahsetmiyorum tabi), bu fikirleri en azından belli bir tabana oturtabilen herkes bilim insanı sayılabilir.