bugün
- şampiyonluk için yanak okşatmak45
- sevdiğiniz sözlük yazarları13
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin15
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- keesuzaadefool8
- anın görüntüsü17
- larisalisa21
- sözlükten gitse üzüleceğiniz yazarlar8
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası9
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri14
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- nişanlı kalmanın saçma olması8
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım13
- en dindar özelliğiniz37
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor8
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz11
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım9
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
Bugüne kadar hep bana hayran kalan kızlarla sevgili olduğumu fark ettim. Hayran kalınacak bir tarafım var mı bilmiyorum, biraz idealistim sadece. Belki bu yüzden hiç birisi kalıcı olmadı. Sadece bir tanesi derin iz bıraktı ve hala içtikçe aklıma geliyor, konuşasım, yazasım, ayaklarına kapanıp özür dileyesim, hüngür hüngür ağlayasım geliyor. Başka bir kızın kollarındayken onun için ağladım, belki 10-15 dakika boyunca hıçkıra hıçkıra ağladım. Kendi kötülüğüme, onun mutsuzluğuna, hayatın adiliğine ağladım. Sonra yorgunluktan uyuyakaldım.
Keşke her şey çok güzel olsaydı, ben içip içip yazmasaydım buralara, onun yerine senin dizlerinde uyuyakalsaydım. Sen beni uyandırıp hadi yatalım artık, geç oldu deseydin. Nefes alıp verişini dinleyerek mutlu olsaydım sana beli etmeden. Kalp atışlarım hızlanınca sana belli etmemeye çalışıp uyuyor taklidi yapsaydım, beni izlediğini bile bile. Sonra birden bire öpüp şaşırtsaydım seni. Geçen gün birlikte hiç vapura binmediğimiz geldi aklıma, hüzünlendim. Sonra daha çok sende kalmadığım için hüzünlendim, ne olurdu sanki derse yetişeceğim diye erken çıkmasaydım evden, uzun uzun kahvaltı etseydik. Seni sigaraya başlattığım için üzüldüm sonra da, sırf ben içiyorum diye. Bazen düşünüyorum, arada bir yaktığın sigaralarda ben geliyor muyumdur acaba aklına? Ya da her kedi sevişinde, ya da ayvalık tostu yiyişinde.
Sana bir şiir yazdım ve kapağında istiklal caddesi olan bir defteri doldurdum sadece seninle ilgili. Sürekli yanımda taşıyorum belki bir gün tesadüfen karşılaşırız da sana veririm diye. Çokta utanıyorum. Öyle şeyler yazdım ki. Geçenlerde doğum günündü, sensiz geçirdiğim 3. doğum günün. iyi ki doğdun. Aynı gün metroda bir kız gördüm, gördüğüm her kızı sana benzetiyorum artık, emin olamıyorum gerçekten. O yüzden bir arkadaşıma seni gösterdim, ben mi benzetiyorum diye. Gerçekten benziyormuş ama sen değişmişsin. Arkadaşlarım sana aşık olduğumu düşünüyor, aşık olmasam böyle şeyler yapmazmışım. Yapardım. Aşık olmasam da yapardım, olsam da yapardım. Çünkü sen tüm tanımlamaların, duyguların ötesinde bir şeysin benim için. Şey diyorum çünkü hiç bir kelimeye sığdıramıyorum seni. Yine geçenlerde çok saçma sapan bir yerde bir fotoğrafını gördüm. Belki o yüzden içip içip yazıyorum buralara. Bilmiyorum. Çok yorgunum. Uyuyamıyorum, her gece 3-4 gibi yatıp sabah 6 gibi anca uyuyorum. Sürekli bir asansörden düştüğüm kabuslar görüp uyanıyorum, 8 gibi de okula yollanmak üzere kalkıyorum.
Aradan 2 yıl geçti ve ben hala senin hakkında şeyler düşünüp yazıyorum. Okula giderken her gün mecidiyeköyden geçiyorum ve orda olmadığını bildiğim halde her gün dikkatle insanlara bakıyorum. Belki bir ihtimal diye. Kendime bunu neden yapıyorum? Kuantum mekaniği, elektro manyetik teori, klasik mekanik ödevlerim birikti. Kendimi dünyadan, her şeyden soyutladığım, sıkıntı mutsuzluk hissetmediğim nadir anlar bilimle uğraşırken, bir de kitap okurken geçirdiğim anlar. Geçenlerde metrobüste suç ve cezayı okurken bir kız elime dokundu, bilerek. Sen sandım yine. Benimle aynı durakta indi, biraz takip ettim. Sonra ne saçmalıyorum ben diyip önden yürüdüm, bu seferde o beni takip etti. Sonra kendimi evin önünde buldum, kız yoktu. Raskolnikov'a bağlıyorum bazen.
Bugün çok yağmur yağdı, umarım üşütmemişsindir. Ben bir aydır iyileşemedim, tam iyileşecek gibiydim ama yine hasta oldum. Kendime dikkat ediyorum ama elimde değil, ölümüm gripten olacak sanırım. Kaç aydır, orhan pamuk - masumiyet müzesini okumak istiyorum ama korkudan başlayamıyorum bir türlü. Okuduğum kitaplardan çok etkileniyorum biliyorsun. Suç ve cezayı okumak için Raskolnikov ile aynı yaşta olmayı bekledim. Tutunamayanları bile aldıktan 4 sene sonra okudum, biliyorsun. Belki bir 4 sene daha beklemeliymişim. Böyle disconnectus erectusa bağlar mıydım acaba yine?
Dün gece bir kız onun selim ışığı olmamı istedi. Ben hak ediyor muyum gerçekten böyle sevilmeyi? Bu kadar kötülük yapmış bir insan, seni terk etmiş bir insan, tanımadığın bir şehirde daha 18 yaşına yeni girmişken yapayalnız bırakan bir insan neyi hak eder ki? Deliriyorum, belki de bunu hak ediyorumdur. Eskiden inançlı bir insanken senin için dua ederdim, onun mutsuzluğu benim olsun, o mutlu olsun diye. Şimdi ne kadar inançlıyım bilmiyorum, sadece eğer her şeye gücü yeten ve kontrol eden bir yaratıcı gerçekten varsa sana hak ettiğin mutluluğu vermesini istiyorum. Yoksa da umarım çok mutlu olursun çubuk krakerim.
Keşke her şey çok güzel olsaydı, ben içip içip yazmasaydım buralara, onun yerine senin dizlerinde uyuyakalsaydım. Sen beni uyandırıp hadi yatalım artık, geç oldu deseydin. Nefes alıp verişini dinleyerek mutlu olsaydım sana beli etmeden. Kalp atışlarım hızlanınca sana belli etmemeye çalışıp uyuyor taklidi yapsaydım, beni izlediğini bile bile. Sonra birden bire öpüp şaşırtsaydım seni. Geçen gün birlikte hiç vapura binmediğimiz geldi aklıma, hüzünlendim. Sonra daha çok sende kalmadığım için hüzünlendim, ne olurdu sanki derse yetişeceğim diye erken çıkmasaydım evden, uzun uzun kahvaltı etseydik. Seni sigaraya başlattığım için üzüldüm sonra da, sırf ben içiyorum diye. Bazen düşünüyorum, arada bir yaktığın sigaralarda ben geliyor muyumdur acaba aklına? Ya da her kedi sevişinde, ya da ayvalık tostu yiyişinde.
Sana bir şiir yazdım ve kapağında istiklal caddesi olan bir defteri doldurdum sadece seninle ilgili. Sürekli yanımda taşıyorum belki bir gün tesadüfen karşılaşırız da sana veririm diye. Çokta utanıyorum. Öyle şeyler yazdım ki. Geçenlerde doğum günündü, sensiz geçirdiğim 3. doğum günün. iyi ki doğdun. Aynı gün metroda bir kız gördüm, gördüğüm her kızı sana benzetiyorum artık, emin olamıyorum gerçekten. O yüzden bir arkadaşıma seni gösterdim, ben mi benzetiyorum diye. Gerçekten benziyormuş ama sen değişmişsin. Arkadaşlarım sana aşık olduğumu düşünüyor, aşık olmasam böyle şeyler yapmazmışım. Yapardım. Aşık olmasam da yapardım, olsam da yapardım. Çünkü sen tüm tanımlamaların, duyguların ötesinde bir şeysin benim için. Şey diyorum çünkü hiç bir kelimeye sığdıramıyorum seni. Yine geçenlerde çok saçma sapan bir yerde bir fotoğrafını gördüm. Belki o yüzden içip içip yazıyorum buralara. Bilmiyorum. Çok yorgunum. Uyuyamıyorum, her gece 3-4 gibi yatıp sabah 6 gibi anca uyuyorum. Sürekli bir asansörden düştüğüm kabuslar görüp uyanıyorum, 8 gibi de okula yollanmak üzere kalkıyorum.
Aradan 2 yıl geçti ve ben hala senin hakkında şeyler düşünüp yazıyorum. Okula giderken her gün mecidiyeköyden geçiyorum ve orda olmadığını bildiğim halde her gün dikkatle insanlara bakıyorum. Belki bir ihtimal diye. Kendime bunu neden yapıyorum? Kuantum mekaniği, elektro manyetik teori, klasik mekanik ödevlerim birikti. Kendimi dünyadan, her şeyden soyutladığım, sıkıntı mutsuzluk hissetmediğim nadir anlar bilimle uğraşırken, bir de kitap okurken geçirdiğim anlar. Geçenlerde metrobüste suç ve cezayı okurken bir kız elime dokundu, bilerek. Sen sandım yine. Benimle aynı durakta indi, biraz takip ettim. Sonra ne saçmalıyorum ben diyip önden yürüdüm, bu seferde o beni takip etti. Sonra kendimi evin önünde buldum, kız yoktu. Raskolnikov'a bağlıyorum bazen.
Bugün çok yağmur yağdı, umarım üşütmemişsindir. Ben bir aydır iyileşemedim, tam iyileşecek gibiydim ama yine hasta oldum. Kendime dikkat ediyorum ama elimde değil, ölümüm gripten olacak sanırım. Kaç aydır, orhan pamuk - masumiyet müzesini okumak istiyorum ama korkudan başlayamıyorum bir türlü. Okuduğum kitaplardan çok etkileniyorum biliyorsun. Suç ve cezayı okumak için Raskolnikov ile aynı yaşta olmayı bekledim. Tutunamayanları bile aldıktan 4 sene sonra okudum, biliyorsun. Belki bir 4 sene daha beklemeliymişim. Böyle disconnectus erectusa bağlar mıydım acaba yine?
Dün gece bir kız onun selim ışığı olmamı istedi. Ben hak ediyor muyum gerçekten böyle sevilmeyi? Bu kadar kötülük yapmış bir insan, seni terk etmiş bir insan, tanımadığın bir şehirde daha 18 yaşına yeni girmişken yapayalnız bırakan bir insan neyi hak eder ki? Deliriyorum, belki de bunu hak ediyorumdur. Eskiden inançlı bir insanken senin için dua ederdim, onun mutsuzluğu benim olsun, o mutlu olsun diye. Şimdi ne kadar inançlıyım bilmiyorum, sadece eğer her şeye gücü yeten ve kontrol eden bir yaratıcı gerçekten varsa sana hak ettiğin mutluluğu vermesini istiyorum. Yoksa da umarım çok mutlu olursun çubuk krakerim.
güncel Önemli Başlıklar