bugün

katılım bankası

2005 senesinde turk bankacılık lıteraturune giren kavram. Esas itibariyle amacı, mevduat bankalarından farklı olarak, reel ekonomiyi finanse etmesidir. Yani bir kisinin ancak bir mal, emtia( ev, araba, dukkan,arsa, esya vb) talebi finanse edilir, nakit olarak kredi verilmez. Finanse edelen malın bedeli sadece satıcıya odenir, gercek borclu ise guncel kar payı ile borclandırılarak geri odemesini gerceklestirir.

Simdi tabiki bunun faizden farkı ne diyen sevgili yazarların serzenislerini duyuyorum. Tam olarak acıklamak icin oncelikle katılım bankalarına yatırılan paralardan gidersek, kisi imzaladıgı sozlesmede yatırdıgı paranın kar veya zararına her sekilde razı oldugunu, hic bir sekilde garanti bir oranı bulunmadıgını pesinen kabul eder. iste bu kisilerin yatırdıgı paralar, kurumların veya bireylerin mal alımı finansmanlarında kullandırılır. Bu havuz cok buyuk oldugu icin, o kurumlardan bir kacı zarar etse bile, bu kar havuzuna cok kucuk bi yansıma yaratır, tıpkı koca bi okyanusa atılan bir tas gibi, cevresine verdigi etki azalan bir ivme ile devam eder.buyuk sayılar kanunu da bunu anlatmaktadır zaten.

Sistem gercekten de acık bir sekilde faiz unsurunu icermemektedir, pesin alıp vadeli satan kisilerin yaptıgı is ticarettir ki peygamber efendimiz doneminde de bu boyledir.

Ayrıca dunyada bir cok banka faizsiz plasmanlarda bulunmaktadır. commerce bank,barclays bank, hsbc bunlardan sadece birkacı. Sektorde payı giderek artan katılım bankacılıgı giderek buyumekte ve hedef kitlesini genisletmektedir.