bugün

kürşad ve kırk çerisi

özet olarak;
kara kağan çin boyunduruğu altına girdikten bir süre sonra kahrından ölür. çinliler türkleri asimile etmek için beğleri subay olarak ordusuna katar. kara kağan'dan bir önceki kağanın oğludur.

kürşad amcası öldükten sonra özgürlüğe çıkış yolu armaya başlar ve 40 kişilik bir ihtilal ekibi kurar.
amaçları arada geceleri dışarı sivil olarak danışmanıyla çıkan çin kralını esir alıp, pazarlıkla özgürlüklerini kazanmaktır.
ama bir şey ters gider ve ihtilalin yapılması kararlaştırılan gün büyük bir fırtına, yağmur kopar. kral dışarı çıkmaz.

ama yiğit kürşad planı tehlikeye atmamak için 40 çerisiyle çin sarayını basar. binlerce askerle cenke girişirler ve çerilerinin çoğu uçmağa varır. kalanlarla birlikte rey ırmağını geçip, ötükene gitmek ister ancak fırtına ve yağurdan ırmak taşıp köprüleri yutmuştur.

diğer çerilerini de yitirir. yalnız at üstünde kendi kalır ve son nefesine kadar cenki bırakmaz. sonunda o da şehit olup uçmağa varır.
yalnız şehit olmasına rağmen atından düşmemiştir ve bu yüzden ona; "öldü ama yenilmedi." derler.

peki kürşad yenilmiş miydi? hayır... bu baskın esnasında korkudan deliye döner çin sarayı ve tüm türkleri serbest bırakır. ardından ii. göktürk devleti kurulur.

peşinen dipçe: bu hikaye yalan değildir. türk kaynaklarında da, çin kaynaklarında da yazmaktadır.

ek: atsız, sabahattin ali'ye bu prensi anlattığında kendisi onu romantik bir aşık olarak canlandırmıştır. atsız buna kızınca olayı yukardaki gibi bozkurtlar diriliyor kitabında yazmıştır. gerçek olayın ana hatlarıyla şu şekilde örtüşmektedir;

-krala suikast planlanır(saray içinde) ancak kral hava şartlarından dolayı kapıyı açmaz, kürşad içeri giremez. kendisi saldırmaya karar verir.
-türkler özgürlüğüne kavuşur ve en önemlisi; ii. göktürk devleti'nin fitilini bu ihtilal başlatır.(ana mesaj da bu)