bugün

şaka maka yazın bitiyor olması

Evet şaka maka değilde ittire kaktıra geçiyor siktirip gitsin ya valla. Yani bu bana koymuyor. Asıl koyan geçip giderken ki ardında bıraktığı şeyler. Nefret ediyorum yazdan hep sonbahar olsun. Bari ağaçlar anlıyor o zaman benimle bir ağlıyorlar.

Hep sonbahar olsun da "Aman bugün can sıkıntım havadan heralde ben çok etkilenirim yağmurlu havadan. Başak burcuyum ben. Ondan böyleyim bre boşver sen de!" Diyeyim. Diyeyim allah diyeyim işte.

Çok konuşurum zaten ben. Ne güzel sonbahar gelirse biraz susarım belki tıkarım sigarayı ağzıma. Dumanıyla boğulurum. Zaten sigara içtiğim en güzel anlar ya sonbahar ya kış.
Halka yaparım böyle bıkmadan usanmadan. Her nefesi sonuna kadar sonra ondan da sıkılırım. Tam bu saatte balkonumun önünden bir öğretmen geçer. Sanki benmişim o gibi. Allahım sabahın köründe nasıl gitcem her gün her gün okula derim kendi kendime. En az 3 yıl sonrasını düşünerek. Sonra aman siktir et derim. Umrumda değil.

Odaya geçerim osuruk ve nefes kokusunun karışımı midemi bulandırır biraz. Çıkarırım paltomu. Otururum yatağa -genel olarak alt katta yatarım zaten ben-. Bakarım diğerlerinin yüzüne biraz en derin uykularına. Belki biri yürürken parkenin çıkardığı sesten Rahatsız olmuştur yada pimapen kapı yada terliğimden. Sonra yine aman deyim içimden. Bugün ders yok deyim en iyisi uyumayım. Ders olsa uyurdum zira.

Sıkılayım sayıklamalardan bir daha çıkayım balkona. O sırada peroş yurdun merdivenini yıkıyor olur. Öğrenciler çıkar birer ikişer. Kızlar süslü oluyor genelde. Oğlanlar sade, klasik. Ellerinde tek bir defter yada hiç. Kimisi de balkonları olmadığı için çıkmış dışarı yurdun önündeki kaldırıma. Sonra o tarafa bakmamam gerektiği aklıma geliyor çeviriyorum başımı. Bana böyle öğrettiler çünkü. Ayıp. Hem yanlış anlarlar nemelazım biri yanlış anlarda ümit veririm her gün yüzyüze bakıyoruz zaten ezberledim yüzlerini nerdeyse ayıp diyorum. Kediler oluyor hep çöpün etrafında. Yan apartmanda yaşayan bir teyze var her gün sabah kapısının önünü süpürüp laylon terlikleriyle geliyor yurdun önündeki çöpe. Bazen akşamdan kalan yemeklerini kedilere veriyor. Domatesli pilav oluyor tabi bu genelde. Bazen de evdeki pet şişeleri getirir. Ama havasını alIP Büker de koyar kenara. Çünkü o pet şişesini toplayanlar öyle yapıyor. Düşünceli bir teyze...

Artık biraz daha hareketleniyor minik şehrim. Benim gibi. Hafif üşüyorum olsun Seviyorum bu şehirdeki insanları. Sapıklarına kadar, Şahin'in içinde son ses ankara havası dinleyenlere kadar, durakta yolcu bekleyip derse geç kalmamı ve bundan sonraki 3 ay hep derse geç kalcam da dersten kalcam korkusunu Yaşatan şöföre kadar seviyorum ben. 12 numaralı üniversite otobüslerini seviyorum.

Yaz bitse de gitsem şehrime. Cânım istanbul, Cânânım... beni çok yordu.
ikisi de bilmiyor.