bugün

sözlük yazarlarının itirafları

itiraf ediyorum..
sinemayla ilgili bilmediğim bir gerçekle imtihanımı anlatacağım.

sinemaya ilk defa geçen yıl gitmiştim.
o güne kadar sinemalarda dev bir ekran var sanıyordum. bayağı bayağı dev bir ekrandan bahsediyorum.
yani bir televizyon düşünün. fakat öyle böyle değil. 800, 900 inç ekran boyutuna sahip bir televizyon.
ben de tam böyle bir şey hayal ediyordum..
..
meğerse her şey beyaz perdeden ibaretmiş.
yani bildiğimiz beyaz, bembeyaz bir perde..
evet görüntü devasa bir büyüklükte fakat teknik farklı..

hayır her şeyi geçtim.
sinemaya, beyaz perde deniliyor. "ulan neden beyaz perde deniliyor acaba?" diye insan sormaz mı?

olayı hüzünlendiren bir başka can alıcı detay da şu; lisede hocalar her zaman tahtayı kullanmaz,
haftada bir veya ayda bir konuyu power paint ten slayt hazırlayıp anlatırlardı. her sınıfta
bir adet projeksiyon cihazı vardı. tahtanın üstünde de katlanabilen (stor) perde vardı.
dersi slayttan işleyeceğimiz zaman projeksiyonu yansıtmak için perdeyi indirirdik.
hoca slayttan derse başlayacağı zaman tavana sabitlenmiş projeksiyon cihazına en yakın ben olduğum için genellikle projeksiyon cihazının power tuşuna ben basardım. (sıranın üstüne çıkıp)

bu da böyle işte arkadaşlar. sinemaya hiç gitmeyenlere söylüyorum. amfi şeklinde geniş bir salon var, koltuklar var, beyaz bir perde var, içinde de p*h var....