bugün
- meral akşener14
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği11
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek8
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız8
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi36
- mustafa kemal atatürk8
- en ilginç bilgiler14
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- herkesle iyi geçinmek12
- islam8
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- haysenin1211
- jose mourinho18
- amerikan film klişeleri9
- gideon reid morgan jj25
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak9
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- anın görüntüsü15
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi23
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu27
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- irem derici'nin erkek sevdası12
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- ankarayı sel aldı21
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- giden gider9
- kemalist rejimin astığı hocalar8
- vallahi de kemal'in düşmanıyım10
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak10
- kıza iğne batıran türbanlı14
- kendini bir görsel ile anlat22
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
sadece dokunuşlarla yaşanan bir ürperti şöleninin içinde barındırdığı karanlık arzulara teslim olunan gecelerden izler;
derin siyahi bir istek ti sana hissettiğim şeyin adı. burun hizamdan gözbebeklerime hücum eden tuzlu sular durulduğunda anladım ki ağlamaktan daha çok sevişmeye ihtiyacım vardı. her kavganın sonunda sevişerek barışmanın hazzını neredeyse alışkanlığa dönüştüren bedenlerimiz bu defa cesaretten yoksun, ağlamaktan yorgun ve duygularımız kırık döküktü. ama yine de arsızdı başlangıcımız kadar bitişlerimizde. ruhumuzdaki edepsiz huzursuzluğu dindirebilmek için kavgalara,sözcüklerle ısırışlara sarılırken biz; aslında ruhumuzun ihtiyacı olan sadece dillerimizin ağızlarımız içinde yapacağı fetihlerdi. içimizdeki ürpertileri, bedenimizdeki yangını dindirecek yegane şey unutarak birbirimizi ne çok sevdiğimizi, köpekleşerek sevişmekti. terimizin, gözyaşımızın, bedenlerimizden yükselen bütün sıvıların ırmaklarında sarhoş edici bir yüzme yaşamak için dalmamız şarttı neredeyse. yoksa başka türlü nasıl silebilirdik verdiğimiz sözlere olan inancımızı. bedenlerimiz sadece gözlerimizin temasıyla bile kendinden geçerken nasıl ve kim bu durduracaktı bu çalkantıyı. biz o gece bir çağı kapatıp başka bir çağı açmak üzereydik, biliyorduk. biliyorduk ki; ilişkimizde yaşadığımız bütün o reformlar çökmüş, karanlık bir çağın esaretinin ilk günleri ufukta görülmüştü. aşk mahkemeleri engizisyon gaddarlığında dava sonucunu okurken ruhlarımıza; bize tek şey kalmıştı. infaz etmek bu aşkı. hiçbir sorgu meleği kaldıramazdı cevaplarımızın ağırlığını. hiçbir cellat çekemezdi ipimizi bizden başka.
o gece derin siyahi bir istek ele geçirmişti bizi. kurtuluşumuz bu derinlikte, üzerimizi usulca siyah bir tül gibi örten gecenin karanlığındaydı. bize yapacak tek şey kalmıştı;
dudaklar bedenimizin başkentiydi ve biz yarım bıraktığımız kuşatmayı tamamlamak zorundaydık..o gece biz gemilerimizi karadan yürüttük ve kırdık haliç ' in zincirlerini.. bütün ordularımızla ilerledik tutkunun karanlık ormanlarında.. sabaha kadar sorti yapan uçaklar gibi bombaladık bedenlerimizdeki masumiyet mevzilerini. ne kadar direnişçi varsa koynumuzda can verdi. ne kadar hatıra varsa koyu gri bir dumanın altında yitip gitti. biz şimdi o yıkıntıların arasında; sevişmekten kamaşmış, sızıların, kokuların esiri olmuş bedenlerimizle bağımsızlığımızı ilan ederken; tutkunun lacivert siyah tonlarındaki bayrağı dalgalanıyor aramızdaki yeni ve daha derin uçurumun kıyısında.
derin siyahi bir isteğin esiriydik o gece ve hiçbir özgürlük bildirisi sevişirken fısıldanan kirli sözcüklerden daha kuvvetli değildi..
derin siyahi bir istek ti sana hissettiğim şeyin adı. burun hizamdan gözbebeklerime hücum eden tuzlu sular durulduğunda anladım ki ağlamaktan daha çok sevişmeye ihtiyacım vardı. her kavganın sonunda sevişerek barışmanın hazzını neredeyse alışkanlığa dönüştüren bedenlerimiz bu defa cesaretten yoksun, ağlamaktan yorgun ve duygularımız kırık döküktü. ama yine de arsızdı başlangıcımız kadar bitişlerimizde. ruhumuzdaki edepsiz huzursuzluğu dindirebilmek için kavgalara,sözcüklerle ısırışlara sarılırken biz; aslında ruhumuzun ihtiyacı olan sadece dillerimizin ağızlarımız içinde yapacağı fetihlerdi. içimizdeki ürpertileri, bedenimizdeki yangını dindirecek yegane şey unutarak birbirimizi ne çok sevdiğimizi, köpekleşerek sevişmekti. terimizin, gözyaşımızın, bedenlerimizden yükselen bütün sıvıların ırmaklarında sarhoş edici bir yüzme yaşamak için dalmamız şarttı neredeyse. yoksa başka türlü nasıl silebilirdik verdiğimiz sözlere olan inancımızı. bedenlerimiz sadece gözlerimizin temasıyla bile kendinden geçerken nasıl ve kim bu durduracaktı bu çalkantıyı. biz o gece bir çağı kapatıp başka bir çağı açmak üzereydik, biliyorduk. biliyorduk ki; ilişkimizde yaşadığımız bütün o reformlar çökmüş, karanlık bir çağın esaretinin ilk günleri ufukta görülmüştü. aşk mahkemeleri engizisyon gaddarlığında dava sonucunu okurken ruhlarımıza; bize tek şey kalmıştı. infaz etmek bu aşkı. hiçbir sorgu meleği kaldıramazdı cevaplarımızın ağırlığını. hiçbir cellat çekemezdi ipimizi bizden başka.
o gece derin siyahi bir istek ele geçirmişti bizi. kurtuluşumuz bu derinlikte, üzerimizi usulca siyah bir tül gibi örten gecenin karanlığındaydı. bize yapacak tek şey kalmıştı;
dudaklar bedenimizin başkentiydi ve biz yarım bıraktığımız kuşatmayı tamamlamak zorundaydık..o gece biz gemilerimizi karadan yürüttük ve kırdık haliç ' in zincirlerini.. bütün ordularımızla ilerledik tutkunun karanlık ormanlarında.. sabaha kadar sorti yapan uçaklar gibi bombaladık bedenlerimizdeki masumiyet mevzilerini. ne kadar direnişçi varsa koynumuzda can verdi. ne kadar hatıra varsa koyu gri bir dumanın altında yitip gitti. biz şimdi o yıkıntıların arasında; sevişmekten kamaşmış, sızıların, kokuların esiri olmuş bedenlerimizle bağımsızlığımızı ilan ederken; tutkunun lacivert siyah tonlarındaki bayrağı dalgalanıyor aramızdaki yeni ve daha derin uçurumun kıyısında.
derin siyahi bir isteğin esiriydik o gece ve hiçbir özgürlük bildirisi sevişirken fısıldanan kirli sözcüklerden daha kuvvetli değildi..
güncel Önemli Başlıklar