bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt10
- uzağı göremeyen insan10
- istanbul suriyenin başkentidir9
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel10
- anın görüntüsü18
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım11
- boşuna yaşıyorum hissi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası38
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı36
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- türkiyede çok abartılan arabalar16
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler19
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- akrep burcu9
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ali erbaş9
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu27
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- ellerim bos gonlum hos9
sadece modern zamana hasredilemeyecek ekonomik ve politik ideoloji. kadim yunan şehirleri de, roma imparatorluğu da ticari amaçlarla anakaradan uzak yerlerde koloniler kuruyor ve bunları merkezden gönderilen yöneticilerle kontrol ediyorlardı. ancak kolonyalizmin bütün dünyayı içerisine alan bir olgu olması mutlakiyetçilik, bilimsel ilerleme ve erken moderniteyle birlikte gelişen merkantilizm anlayışının yaygınlaşmasıyla olmuştur.
bu anlayışa göre bir ülkenin zenginliği hazinesinde bulundurduğu kıymetli kaynaklarla (altın, gümüş vs) ve bunların varolan para sirkülasyonuna uyumluluğu ile ölçülürdü. bütün bir avrupanın prensliklerle yönetildiği bir dönemde merkantilizm, yöneticileri hazinelerinde bulunan altın rezervlerini artırmaya, dolayısıyla da dünya üzerinde yapılan keşifleri finanse etmeye itti. amerika'nın keşfi, barthelemy diaz'ın seferleri ve macellan'ın meşhur seferi hep avrupalı krallar tarafından finanse edilmiş seferlerdi.
iki temel problem kolonileşmeyi merkantilizmin ekseninden çıkardı. birincisi yapılan bütün keşiflerde ve kolonileşme hareketlerinde ülkenin hazinesini zenginleştirecek kaynaklara ulaşılamıyordu. ikincisi de merkantilist ekonomi anlayışı endüstrileşme ile birlikte yerini üretime dayalı zenginlik anlayışına bırakıyordu ki devlet bu noktada altın rezervleri yerine bütün ülkedeki emek ve sermaye birikimini baskın bir burjuvaziyle birlikte kontrol altında tutmayı kendine hedef seçti.
kolonileşme hareketleri endüstrileşme ve kapitalizm içinde de çok kritik bir yer edindi. öncelikle kapitalizm marx'ın da ikna edici biçimde savunduğu gibi aşırı üretim ve yetersiz tüketim krizine doğru sürükleniyordu. bu durumda olması beklenen şey ekonomik sınıf ayrılıklarının daha da keskinleşmesi yani herkesin burjuva ve proleter sınıfından birine kayması, toplumun sıkı bir biçimde kutuplaşmasıydı. fakat kapitalizmin bu doğuştan çelişkileri (bkz: inherent contradictions of capitalism) kolonicilik ve sömürgecilik hareketleri ile aşıldı. birinci olarak koloniler üretimde gerekli hammadde sıkıntısını rosa luxembourg'un hesabına göre binlerce seneliğine ortadan kaldırıyordu. ikincisi lenin'in emperyalizm kitabında belirttiği gibi yetersiz üretim krizi aşılıyordu çünkü avrupa piyasalarıyla ölçülemeyecek büyüklükte piyasalar kapitalizmin çarkları içine giriyordu. üçüncüsü de üretim gereçlerini ellerinde bulunduranların lehine olarak emeğin fiyatını düşürmesi muhtemel bir nüfus kolonilerde potansiyel olarak bulunuyordu.
bu amaçları göz önünde bulunduran avrupalı devletler 3-4 millet (iran, türkiye, afganistan)dışında bütün dünyayı sömürgeleştirdiler ve kapitalizmin beklenen krizi atlatıldı. burada sorulması gereken soru kolonileşmenin ahlaki problemlerinden daha çok aşıldığı sanılan krizin bütün dünyanın kapitalist dairenin içine girmesiyle yenilenip yenilenmeyeceği ile ilgilidir. ne var ki halk arasında emperyalizm (bkz: refah partisi ve türevleri)çığırtkanlığı yapılırken akademik dünya da küreselleşme rüyasının gerçeğe dönüşmüş olmasının zevkiyle dört köşe, tartışmalar asıl eksenine dönemiyor.
bu anlayışa göre bir ülkenin zenginliği hazinesinde bulundurduğu kıymetli kaynaklarla (altın, gümüş vs) ve bunların varolan para sirkülasyonuna uyumluluğu ile ölçülürdü. bütün bir avrupanın prensliklerle yönetildiği bir dönemde merkantilizm, yöneticileri hazinelerinde bulunan altın rezervlerini artırmaya, dolayısıyla da dünya üzerinde yapılan keşifleri finanse etmeye itti. amerika'nın keşfi, barthelemy diaz'ın seferleri ve macellan'ın meşhur seferi hep avrupalı krallar tarafından finanse edilmiş seferlerdi.
iki temel problem kolonileşmeyi merkantilizmin ekseninden çıkardı. birincisi yapılan bütün keşiflerde ve kolonileşme hareketlerinde ülkenin hazinesini zenginleştirecek kaynaklara ulaşılamıyordu. ikincisi de merkantilist ekonomi anlayışı endüstrileşme ile birlikte yerini üretime dayalı zenginlik anlayışına bırakıyordu ki devlet bu noktada altın rezervleri yerine bütün ülkedeki emek ve sermaye birikimini baskın bir burjuvaziyle birlikte kontrol altında tutmayı kendine hedef seçti.
kolonileşme hareketleri endüstrileşme ve kapitalizm içinde de çok kritik bir yer edindi. öncelikle kapitalizm marx'ın da ikna edici biçimde savunduğu gibi aşırı üretim ve yetersiz tüketim krizine doğru sürükleniyordu. bu durumda olması beklenen şey ekonomik sınıf ayrılıklarının daha da keskinleşmesi yani herkesin burjuva ve proleter sınıfından birine kayması, toplumun sıkı bir biçimde kutuplaşmasıydı. fakat kapitalizmin bu doğuştan çelişkileri (bkz: inherent contradictions of capitalism) kolonicilik ve sömürgecilik hareketleri ile aşıldı. birinci olarak koloniler üretimde gerekli hammadde sıkıntısını rosa luxembourg'un hesabına göre binlerce seneliğine ortadan kaldırıyordu. ikincisi lenin'in emperyalizm kitabında belirttiği gibi yetersiz üretim krizi aşılıyordu çünkü avrupa piyasalarıyla ölçülemeyecek büyüklükte piyasalar kapitalizmin çarkları içine giriyordu. üçüncüsü de üretim gereçlerini ellerinde bulunduranların lehine olarak emeğin fiyatını düşürmesi muhtemel bir nüfus kolonilerde potansiyel olarak bulunuyordu.
bu amaçları göz önünde bulunduran avrupalı devletler 3-4 millet (iran, türkiye, afganistan)dışında bütün dünyayı sömürgeleştirdiler ve kapitalizmin beklenen krizi atlatıldı. burada sorulması gereken soru kolonileşmenin ahlaki problemlerinden daha çok aşıldığı sanılan krizin bütün dünyanın kapitalist dairenin içine girmesiyle yenilenip yenilenmeyeceği ile ilgilidir. ne var ki halk arasında emperyalizm (bkz: refah partisi ve türevleri)çığırtkanlığı yapılırken akademik dünya da küreselleşme rüyasının gerçeğe dönüşmüş olmasının zevkiyle dört köşe, tartışmalar asıl eksenine dönemiyor.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar