bugün

benim meselem

ismail kilicarslan siiridir:
sen şimdi oğluna şiirler yazan ve durmadan kaygılanan bir adamsın ya
yağmuru yağmur, kadını kadın, aşkı aşk olarak tarif eden
sen şimdi çaktırmadığın hüznünle aslında yalnız bir adamsın ya
işte belki de en çok bunun için güzelleşiyor dünya, gözlerim bunun için yeşil

tütünü vakitsiz bırakma ihtimalim belirdi patron, askere gitme ihtimalim
düzgün konuşamadığım için barbarlar tarafından şehrin dışına
şehrin dışına: alanlara, ovalara, çadırlara değil, her şeyin uzağına
şehrin dışına: bir uyarıcıyı beklemek için elimde tefle elimde bıçakla
ihanet edilmiş yusuf gibi, çölün ortasında topuğunu yere vuran ismail gibi
şehrin dışına: sürgüne, idama, intikama, baştaki zonklamaya

ne çeşit bir sürgün bu patron, sen benden çok yaşadın bilirsin
bu içerdeki ağrıyı hangi film, hangi kadın, hangi dize dindirir

yorgunum: az önce bitirdim bir günlük öyküsünü dünyanın
yorgunum: az önce düşündüm bileklerimin üzerinde ince bir çizgi
yorgunum: bu yüzden 'bu vefasız alemi' dinleyerek şiir yazmayı
yorgunum: bir kalbiniz vardır, onu dinleyiniz diyen adam kadar
yorgunum: bu yüzden bir türlü kuyruğunu yakalayamıyorum
kaplanın

ve şair oluyorum ben de bir çeşit ve bir çeşit şair olarak kendimi
bir çeşit şair olarak küçük ve ortanca boy tanrıları
bir çeşit şair olarak patron, anladın sen benim ne demek istediğimi

son şiirim az önce bitti