bugün

lise aşkıyla evlenmek

Sıralarda başlayan aşkın, bir ömre yayılmasıdır.

Sıralarda başladı benim aşkım. Daha önce hiçbir insana karşı hissetmediğim, hiçbir insana öyle bakmadığım,her gün, hiç insan görmemiş gibi özlemle "onu" beklediğim yıllardı.

O dönemin öncesinde aşk nedir deseler "aşk bir şuur bozukluğudur" der geçerim. Ama eksik bilirmişim. "Aşk bir şuur bozukluğudur, ve bunun farkında olsanda olmasanda birisi senin gezegenin olur ve sende onun uydusu olursun."

Hanım hanımcık bir kızdı o. Sınırlı sayıda arkadaşı, sınırlı miktarda samimiyeti vardı herkese karşı. Derslerine çalışan, bugünün gençliğinin "inek" olarak tabir ettiği bir kızdı. Güzel miydi? Bilemem. Leyla'yı güzel görmek için size mecnun'un gözleri gerekir. Çok güzeldi. Çok. Her bakışında içim erirdi. Ya da ben bana baktığını sanırdım. Öyle ya? Ben kimdim ki? Zavallı bir aşık. Cesaretsiz, korkak, reddedilmekten korkan.

Bir felsefe dersinde tanıştık. Daha doğrusu o beni tanıdı. Bana aşkın tanımı soruldu, ben kimi sevsem yoktular.kim sevse yoktum, bu durumda ya aşk, ya da ben yokum. Beni eriten bu aşkın içinde." dedim.

Ve gözlerim gözlerine değince işte anladım ki bu kızı kendime aşık edebilirdim. Ve ettim de.

Çünkü aşkın tanımı ikimiz içinde aynıydı.

Not: Biz 80' lilerin ergenliği farklıdır. Bizim zamanımızd ergen aklen gelişmekte olan anlamına gelirdi. Şimdiki gibi garip davranışlar sergileyen insan Değil.

Ve de eğitim sisteminizde dayak diye bir şey vardı, hatırlıyorum da o gün "ilan-ı aşk" tan ne dayak yemiştim.

Ancak hiçbir kuvvet benim o günkü mutluluğumu engelleyemedi. Gerçi biraz acıdı lan. Bizim müdür teokvandocuydu. Küçücük boylu falan ama sağlam uçan tekme atardı vesselam. Allah rahmet eylesin.