bugün

antik yunan

felsefenin temellerinin atıldığı yerdir. doğa felsefesi hakkında ilk yazılanlar, rönesans dönemindeki bilim adamlarının temel aldığı kaynak olmuştur. ardından gelen descartes gibi filozoflar ise platon ve aristoteles felsefesinin üzerinde yoğunlaşmıştır.

her ne kadar felsefe alanında ileride olsa da, hristiyanlığın yayılmasıyla felsefi görüşler bir anda askıya alınmıştır. felsefeye göre bir tanrının varlığından veya ölümden sonraki yaşamdan emin olmak mümkün değildir. hristiyanlığa göre ise bir tanrı vardır ve insanlar dünyada geçirdikleri süre içerisinde yaptıklarından sorumlu tutulacaktır. orta çağda kilise önemli bir rol almaya başlamıştır. devlet otoritelerinin bile üstüne kadar çıkmayı başarmış, hristiyan dünyasını tam anlamıyla tek eline almıştır. bu dönemde felsefe yapmak yerine insanlar* kitab i mukaddesi temel almaya başlamışlardır. kilise, baskıcı rejimi artırarak, insanlara para karşılığında günahlarından bağışlanma dahil birçok şey vaad etmiştir. ancak ilerleyen yüzyıllarda martin luther kilisenin bu yetkilerinin olmadığını ortaya çıkarmıştır. bundaki en büyük payı ise kitabı latinceden başka dillere çevirmek olmuştur. bu sayede halk kutsal kitabı okuyacak ve anlayacaktır. martin lutherin bu hareketi sonrası protestanlık mezhebi ortaya çıkacak ve hristiyanların bir kısmı bu mezhebe yönelecektir.

daha sonraki dönemlerde ise bilim alanında büyük gelişmeler yaşanacak, insanlar büyük icatlar bulacaktır. buldukları icatlarda temel aldıkları kaynaklar ise ilk etapta antik yunandaki doğa felsefesi olacaktır. ardından sokrates ve sonrasının felsefeleri üzerine giderek varlık, madde, gerçek gibi olgular üzerinde tartışılacak ve günümüze kadar ilerleyen bir teknoloji, bilim dünyasına kadar uzanan yola sahip olunacaktır.

antik yunan, günümüzden 2500 seneden daha uzun bir süre önce yaşanmıştır ve o zaman dünyaya gelen insanlar günümüzde kullanılan bilimin temellerini atmıştır. hristiyanlık ile bir gerileme yaşanmış ancak devam edildiği takdirde günümüzün teknolojisine ulaşılmıştır.

antik yunan, yabana atılacak bir durum değildir. ne yazık ki bilimin her şeyi bilemeyeceğini, hatta insanların bilime ve düşünmeye ihtiyacı olmadığını, tek gerekli şeyin din olduğunu savunanlar yüzünden antik yunan önemini kaybetmiş gibi görünmektedir. ancak bundan 2500 sene önce kurulan medeniyet, günümüz medeniyetlerinin çoğundan daha ileri bir seviyedeydi.