bugün

uludağ sözlük yazarlarının twitter sayfaları

facebook, twitter, hatta instagramla bile tatmin olmayan vatandaşların her gün bıkmadan usanmadan gelip burada paylaştığı sayfalar.

sebep? düşün düşün bulamazsın mantıklı bir sebep.

sözlükte profil fotoğrafı olarak kendi fotoğrafını kullanabilirsin, amenna. hatta bir yere kadar "bakın sözlük ahalisi, bu nickin arkasında ben varım." diye fotoğrafını görmemize de izin verebilirsin.

ama twitter sayfası nedir yahu?

yani bu sayfada paylaştığın varoş edebiyatı cümlelerin bizi ilgilendirdiği kanaatine nereden vardın? 140 karakter. 140 karakterle bize ya da insanlığa ne gibi bir katkın olabilir? hangi önemli meseleye el attın da her gece her gece burada kendini hatırlatma gereksinimi duyuyorsun? unutmamamız gereken şey nedir?

fotoğrafını gördük. sayfandan da haberdar olduk.

e artık bi zahmet iki satır karala da alem yazar görsün değil mi? yok ben hem yazmayayım, hem sözlüğü diğer sanal platformlara dönüştüreyim, hem de bu yaptığıma tepki gösterenlere doya doya çemkireyim.

biraz saçma oluyor sanki hı?

cem yılmaz zeki insan. böylelerini ne de güzel tespit edip tiye alıyor. hani o uçak havalanmadan cep telefonunu kapatmayan ve uçak piste indiği anda saniye sektirmeden telefonu açıp sağı solu arayan tipteki ego var ya, o ego bu ego işte.

sen kimsin, sen neden bu kadar önemli biri olduğun kanısına vardın da twitter sayfanı her gün gözümüze gözümüze sokuyorsun?

elbette körlerle sağırlar birbirini pek güzel ağırlar; ama ev bizim de evimiz. yani kim kimi ağırlayacaksa bir zahmet dozunda ağırlasın.

dalgasız denizde herkes kaptan maşallah.

twitter'da twit at, instagram'da fotoğraf paylaş, facebook'ta geyik çevir.

e bi zahmet sözlüğe geldiğinde de "yazı yaz."

bi zahmet yani.