bugün
- ayça tilki10
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın10
- vatandaşlık farkı alan otel21
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- sözlük kızından gelin olmaz9
- cumaya gidenlerin çok azalması23
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız11
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar8
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım19
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı15
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel15
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
akp seçmeninin kafasını allak bullak eden soru.
bu sorunun cevabını akp kendi de bilemiyor. tek adamlık hoşlarına gidiyor ne hikmetse.
akp bünyesindeki siyasetçilerin kalıcı olma dertleri yok. ünvan/güç kazandıktan hemen sonra çalmaya, çırpmaya yöneliyorlar. (bkz: burhan kuzu) kendisine şöyle bir soru olmuştu.
- sağcılar neden her iktidar olduklarında hırsızlıkla yolsuzlukla itham ediliyorlar?
cevap ise çok acı;
+solcular ne zaman iktidar olmuş ki çalsınlar.
bu aslında sağ'ın sığlığını çok net ortaya döküyor.
kalıcı olmadıklarını, olamayacaklarını kendileri de biliyorlar ve kısa zamanda zenginleşme telaşı içerisine giriyorlar. böyle olunca da parti içinde yükselme, kendini gösterme fırsatı bulamıyorlar. akp'den hiç kimsenin ileride başbakan olurum düşüncesi yoktur mesela.
bir insanın dudaklarından dökülen kelimeler ile yaşam mücadelesi veriyorlar.
seçilen yüzlerce belediye başbakanı -bir iki istisna hariç- seçmenlerinin aslında tayyip erdoğan'a oy verdiğini biliyor olmasına rağmen bundan hiç rahatsızlık duymuyor.
tayyip erdoğan giderse devleti kim yönetecek?
bu soruyu sormak aslında ilerici bir düşünce gibi dursa da içi boşaltılıp, cevaben kılıçdaroğlu mu? hahaha komikleşme, bahçeli mi? bırak bu işleri, demirtaş mı? adam kürt lan!! cevapları ile recep tayyip erdoğan'a muhtaçmışız gibi kanılara varılıyor. bunu sağlayan ve çok büyük bir koz haline çeviren evet, akp'dir. adam konuşmalarında "keşke daha güçlü bir muhalefet olsaydı" diyor lan taşak geçer gibi. muhalefet bile bundan rahatsız olmuyor. muhalif seçmenler kendilerini yedikleri ile kalıyorlar.
cevaben; sen, ben, biz! diyemeyen herkes; kendine güvensiz, kukla olmayı kabullenmiş, birilerinin ye dediğini yiyen, iç dediğini içen, birileri öl dediği zaman ölen, birilerinin doğrularını koşulsuz doğru kabul eden ve birileri tarafından kaç çocuk yapacağı önceden belirlenen kişiler oluyorlar.
recep tayyip erdoğan her seferinde ben halktan biriyim diyecek ama aynı halk bizim içimizde ondan başka yönetici yok diye kıvranıp duracak öyle mi?
bu halk uyanır, mutlaka uyanacaktır. uyandığında geride kalan hasar ne kadar olur onu düşünelim biz. öyle sorulara kafa yoralım.
bu sorunun cevabını akp kendi de bilemiyor. tek adamlık hoşlarına gidiyor ne hikmetse.
akp bünyesindeki siyasetçilerin kalıcı olma dertleri yok. ünvan/güç kazandıktan hemen sonra çalmaya, çırpmaya yöneliyorlar. (bkz: burhan kuzu) kendisine şöyle bir soru olmuştu.
- sağcılar neden her iktidar olduklarında hırsızlıkla yolsuzlukla itham ediliyorlar?
cevap ise çok acı;
+solcular ne zaman iktidar olmuş ki çalsınlar.
bu aslında sağ'ın sığlığını çok net ortaya döküyor.
kalıcı olmadıklarını, olamayacaklarını kendileri de biliyorlar ve kısa zamanda zenginleşme telaşı içerisine giriyorlar. böyle olunca da parti içinde yükselme, kendini gösterme fırsatı bulamıyorlar. akp'den hiç kimsenin ileride başbakan olurum düşüncesi yoktur mesela.
bir insanın dudaklarından dökülen kelimeler ile yaşam mücadelesi veriyorlar.
seçilen yüzlerce belediye başbakanı -bir iki istisna hariç- seçmenlerinin aslında tayyip erdoğan'a oy verdiğini biliyor olmasına rağmen bundan hiç rahatsızlık duymuyor.
tayyip erdoğan giderse devleti kim yönetecek?
bu soruyu sormak aslında ilerici bir düşünce gibi dursa da içi boşaltılıp, cevaben kılıçdaroğlu mu? hahaha komikleşme, bahçeli mi? bırak bu işleri, demirtaş mı? adam kürt lan!! cevapları ile recep tayyip erdoğan'a muhtaçmışız gibi kanılara varılıyor. bunu sağlayan ve çok büyük bir koz haline çeviren evet, akp'dir. adam konuşmalarında "keşke daha güçlü bir muhalefet olsaydı" diyor lan taşak geçer gibi. muhalefet bile bundan rahatsız olmuyor. muhalif seçmenler kendilerini yedikleri ile kalıyorlar.
cevaben; sen, ben, biz! diyemeyen herkes; kendine güvensiz, kukla olmayı kabullenmiş, birilerinin ye dediğini yiyen, iç dediğini içen, birileri öl dediği zaman ölen, birilerinin doğrularını koşulsuz doğru kabul eden ve birileri tarafından kaç çocuk yapacağı önceden belirlenen kişiler oluyorlar.
recep tayyip erdoğan her seferinde ben halktan biriyim diyecek ama aynı halk bizim içimizde ondan başka yönetici yok diye kıvranıp duracak öyle mi?
bu halk uyanır, mutlaka uyanacaktır. uyandığında geride kalan hasar ne kadar olur onu düşünelim biz. öyle sorulara kafa yoralım.
güncel Önemli Başlıklar