bugün

başlamadan biten aşk

bazı anları, bazı insanları, bazı duyguları, bazı işaretleri, bazı tanışmaları diğerlerinden ayırdetmeyi öğrenin. o nasıl olacak dersen hiçbir şey bilmiyorsan içgüdülerine sor. kadınca sezgilerin çoğu zaman aklından da, mantık sandığın korkaklığından da, karşındaki insanın kendisiyle ilgili söylediklerinden de daha doğru ipuçları verir. herkese daha tanıştığın anda 0 puan verip kendini kanıtlamasını beklerken, kendinden emin hiç kimsenin kendini kanıtlama zahmetine girmeyeceğini görün. sen önce kendine güven, hislerine, kararlarına, yanlış bir şey sezdiğinde kendini kandırmayıp çekip gidebileceğine güven. hadi yirmi yaşında ürkektin kimseye güvenmedin otuzlara kadar harcadın gençliğini. ki insan yirmisinde cesur olamazsa ne zaman olur o da ayrı bir ironi. otuzlarında bari kadın ol artık. bırak çocukluğu. yetişkince davran. ne istediğini bilmenden daha önemli olan, istediğin şeyin sana uygunluğu. hissetmeye çalış. kokusunu almaya çalış tehlikenin de güzelliğin de, karşına çıkan mucizenin de. ama daha baştan her şeye herkese tehlikeli yaftası yapıştırıp hadi bakalım kanıtla kendini sonra duruma bakarız deme. bir bakmışsın karşındaki ben sana sen kendini kanıtlamadan güvendim , sen neden güvenemiyorsun demiş ve gitmiş. giderse gitsin deme. mucizeler, doğru insanlar, doğru fırsatlar kaç yılda bir çıkıyor karşına bir dön bak geriye. egona, korkularına, öğretilenlere, mantığına kaç defa boyun eğdin. dört dörtlük mutlu olabildin mi hiç? ya da mutlu olmayı garantileyebildin mi? kimseye güvenmedin diye bütün kötü insanlar seni üzmekten vazgeçtiler mi? ya da asıl önemlisi kaç güzel insanı, kaç büyüleyici aşkı, kaç sapasağlam dostluğu harcadın üzerinde bir dakika bile düşünmeden haberin var mı?

--spoiler--
biz binde bir karşımıza çıkan dostluk,arkadaşlık ,sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz?
akşamüstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz ,
omzumuza dolanan bir kolun , başımızı yaslayabileceğimiz bir omuzun ,
belimizi kavrayan bir elin ,uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza çıktığında
tanıyabiliyor muyuz onu,değerini biliyor biricikliğini,benzersizliğini anlayabiliyor muyuz?
yoksa hayatı sonsuz ,fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep ileride karşılaşacağımızı
sandığımız bir başkasına ,bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu?
karşımıza zamansız çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken bir gün geri dönüp
onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
hayat her zaman cömert davranmaz bize,tersine çoğu kez zalimdir,
her zaman aynı fırsatları sunmaz ,toyluk zamanlarını ödetir.
hoyratça kullandığımız arkadaşların ,eskitmeden yıprattığımız dostlukların,
savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün..

bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz ,yada olanlar olması gerekenler değildir.
yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz ,gün gelir
hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir..

kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anlar ve
olağanüstü kişileri yakalamak..
bazılarının gelecekte sandıkları"bir gün" geçmişte kalmıştır.
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar