bugün

17 ağustos 1999

evimiz çok büyük değildi. bursa osmangazi'deki gecekondu mahallesi vardır fatih herkes bilir. orda yaşıyoruz o zamanlar. en alt katta biz üstümüzde dayımlar en üstte de dedemler yaşıyor. ben evimiz çok büyük değil diye annemlerin yatağın kenarın yanında yerde yatardım. tek hatırladığım babamın gece karanlığındaki sesi. 'aynur kalk deprem oluyor kalk..' gözlerimi kapattım tekrar. uyandığımda ise arabadaydım. almancı komşumuz vardı onların c180 mercedes ine bırakmış beni annem. uyandığımda resmen küçücük sokaklarda gezecek yer yoktu. uyanınca annemin yanına gittim birden sarılıp öpünce durumu anlayamadım. haberleri falan duymuşlar herkes haline şükrediyor. mahallede hiçbir hasar yok. sadece yukarıdaki caddede yeni yapılan inşaat çökmüş. o eylülde okula başlayacağız işte. babam dedi ki gel oğlum gezelim biraz.

tabi tuttum yine elinden geziyoruz. bir zamanlar açık olan ama sonradan kapanan bi çeşme vardı mahallede. oraya doğru giderken insanların koşuşturmalarını hatırlıyorum. babam her zamanki gibi, o sürekli akan çeşmenin altına eli tutup iki avucu ile bi tas yapmış ben de onun avucundan suyu içmiştim. suyun çok soğuk olduğunu ve dişimin ağrıdığını önüp babama 'ya baba hani karadeniz akdeniz var ya, böyle duymuştum ben, bizim yaşadığımız yerin adı ne ?' demiştim. marmara. bugün marmara da deprem oldu bak her yer yıkıldı demişti. sonrasındayürüyerek beşyol mahallesine gittiğimizi ve boş alanlardaki çadırları hatırlıyorum. saat sabah 10 11 civarıydı. ve eve geri döndüğümüzde her sabah uyanıp serseri gibi oyun oynamak üzere çıktığım sokakta guguk sesi duyardım. o gün farkettim. guguk yoktu. sanırım ya ölmüş ya da gitmişti. 15 gün sonra yeni evimize taşınacaktık ve o guguk 17 ağustos'tan sonra hiç ötmedi...