bugün

ölümü hissetmek

(bkz: hislerin daha erken ölmesi)

kör birine yeşili, suyu taşı toprağı, mona lisa'nın hayata karşı dirayetle bakan gözlerini anlatmak kadar zor.
varız. yokluk nedir, nasıl bir şeydir bilmiyoruz. var olmaktan öncesi yokluk, tek bildiğimiz bu. ne kadar da anlamsız...
değersizlik üstüne değersizlik.

seni seviyorum.... dünyanın en çok edebiyata konu olan cümlesi. seni seviyorum, ee? peki sonra? sonrası yok. sadece dilimden ''seni seviyorum'' dökülebiliyor, bunu ifade edebiliyorum, edebiliyoruz. somut olmayan tüm şeyler birer yanılsamadır. bizi uydurduklarımızdır.

duygular birer yanılsamadır. uyanıkken rüya görmek gibi. duygular imkansızdır. mutlak değildir, bir yerden bir yere uzaklığı, derinliği, kokusu rengi yoktur.

sevmeyi edim haline getiren insanoğlu daha onu çözememişken, kaldı ki ölümü hissedebilecek. hayret!

bir yakınlıktan, ülfet etmekten söz edeceksek eğer, hislerin ölümünden bahsedebiliriz en fazla.

uyuyorsun, tüm dünya sana rağmen devam ettiği halde sen dünyada yoksun, yokuz.
sanırım ölüm hakkında yürütebileceğimiz tek tahmin bu. yokluk ve bilmemek.
zaten bilmeden doğmadık mı? bilmeden ölmüşüz çok mu?

çok... hem de fazlası ile çok.
her şeyden habersiz bir ''varlık'' olmak kötü bir duygu. (bu da bir yanılsama olabilir)

hiç; her şey hiç... tek gerçek bu.