bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

gönderilmek üzere hissedilsin diye yazılmış, gönderilememiş, önemini yitirmiş ancak hala değerli olandır..

"Semih...

Bu yazıyı bir daha konuşmama, görüşmeme ihtimalimize rağmen, sevdiğin renkteki bir kağıda, elinin değdiği bir kalemle yazıyorum. Dikkatli olmalıyım. Olmayan şansımı da kaybedebilirim çünkü. Şuan fonda "sezen aksu - pişman olduğun zaman" çalıyor. gerçekten dinlemelisin. Tanıdık bir şarkı yüreğime, aynı senin gibi. Birazdan kendi kendine yitip gidecek o da yine senin gibi.

Bu gün 1 kasım, doğum günümün ertesi günü. Dün seni bekledim, gelemdin. Arkadaşça ve dostça bir mesaj dahi mutlu edecekti beni. Hoş, varlığın yetiyor benimutlu etmeye çoğu zaman. Ama yoksun. Mutlu değilim ben. demiştin ya "ümit vermek istemediğim için konuşmuyorum seninle " diye. Tanıştığımız gün ümidim vardı benim. Bitmek tükenmek bilmeyen ümidim..

inan çok çabaladım seni unutmak için, kızma ne olurç Olmayınca olmyor bilirsin sen de. Mesela o konser günü gitmiyor gözümün önünden sen ve sevgilin.. Beni gördün mü görmedin mi bilmiyorum. Sanki o an göz gözeydik ve sen herşeyi benim gözümün içine bakarak yapmıştın. Ama ben o gün tamamen yıkıldım. ilk defa seni birine öyle sarılırken görmüştüm ve o ben değildim. Sonra daha çok uğraştım seni unutmak için. Çok kişinin canını yaktım. Biliyorum kötü biriyim, rezilim belkide. Ama uğraştım. Senin için hem de kendim için uğraştım. Olmayınca olmadı dediğim gibi.

Seni kendime çok benzetiyorum aslında. Her hareketini tahmin edebiliyorum, az çok tahminim var sonraki adımın hakkında. Anlayabiliyorum seni.. kızmıyorum, kızamıyorum bu yüzden. istersen söv istersen sil beni hayatından tamamen. Ben bu kez herşeyi göze aldım. Çünkü seninle daha net konuşamadığıma bağlıyorum bazı şeyleri. Bu gönderdiğimi kimin okuduğu umrumda değil. Ben snei gerçekten sevdim. Seviyorum ve seveceğim. Belki üstünden yıllar geçecek, belki bir ailen olacak. O zaman da seveceğim. Bu geçici birşey değil. Bir insan bu kadar mı yüzsüz olur? evet yüzsüzüm gerekirse. Sana dedim: ben her şeyi göze aldım. doğum gününde çanakkaleye gelmek istiyordum. her şeyi yüzüne haykırmak, beni anladığını görmek için. Ama param yok be semih. Gelemiyorum hep bir engelim var sana. bir insanın canı bu denli yanmaz yanmamalı. Beklenti ne kadar büyük olursa hayal kırıklığı da o kadar büyük olurmuş. Ben çok kırıldım. Sana kızmıyorum haşa.. Yanlış dostlar (?) edinmişim sadece.

Lütfen okumaya devam et.. En içimdeki en derinimde, en yokluğundaki hislerim bunlar..

ben sana ilk ne zaman aşık oldum biliyor musun?

ahmet'i okuldan almıştık. Furkan da vardı hatta o gün bizimle. sizin sokağa girince ahmet'i omuzlarına almıştın. Deri montun vardı o gün. babası gibiydin ahmet'in. Çok sevdim o gün seni.. ölesiye sevdim. istediğini yap yine aynı kalacağım ben, aynı yerde yolda duru siyah deri montlu o çocuğa baktığım o yerde seni izleyeceğim.

Tüm bunları yüzüne anlatmak isterdim. Hem param yok o kadar, hem de elim ayağıma karışıyor, kendimi kaybediyorum seni görünce. Gözlerinden bahsetmiyorum. Ela.. Zar zor bakıp dalıp gittiğim o ela acıttı canımı belki de. Komplekse girdim senden sonra biliyor musun * Nerede hata yaptım? Neyi yanlış söyledim? Anlatamadım mı derdimi? Bence sen anladın beni. Sadece yanlış zaman- yanlış mekan dedikleri şey.. sana ara ara mektup yazmak istiyorum. Ama ulaşamıyorum sana bilmiyorum seni. istemezsen atmam yine, anlarım seni... Gözünde nasıl olduğumu nasıl düştüğümü az çok tahmin ediyorum. Sevgilin var haklısın. istemez o da haklı.

Seninle konuşmak değil beni anlaman önemli. Bir sen anlarsın zaten. Mesela bak.. Bir puzzle düşün. Ben oyum işte. Sende benim eksik kalan, kayıp parçam. Eksiğim bir şekilde.

Anlatamıyorum, anlatamıyorum sana hala. Seni çok seviyorum ben. Herşeyi anlarsın ama bunu anlayamazsın. Canımı verecek kadar belkide. Çok başka.. anlayamazsın. kimse anlayamaz beni. geçmez bu yaralar. insan bunca acıya nasıl katlanıyor sanıyorsun? son gün o yüzde gelmedim okula. dayanamam belki gelirim yanına diye. acılarımı acılarımla kapattım ben. En büyük acım sensizlik. Sensizliği sensizlikle dindirmeye çalıştım, olmadı.

Hayıır hayır olmadı yine. Anlatamıyorum. Kelime yok sözlükte başka anlatacak. Cümleler bitiyor sana yazmaya niyetlenince.

Seni sevdiğimi herkes biliyor. Haberin var senin de tabiiki. Kimse söyleyemedi fatmanur'la çıktığını bana biliyorcmusun? öğrendikten sonra ne hale geleceğimi bilen kimse birşey söylemedi. isminin ekini
bile ayırdım onun bak. ona saygı duymak zorundayım o senin sevgilin. senin olan herşey benim için kıymetli. nasıl senin olduğunu bilsem de bi şekilde başarmış. Söylediler biriyle çıktığını işte.. "Fatmanur mu?" dedim. Sen benim ruhumsun çünkü. Ben seni anlarım. Hissederim. Ama kafamı karıştırıyorsun bazen yalan da değil hani. anlatacak o kadar çok şey birikmiş ki durduramıyorum kalemimi. Kendi kendine yazıyor sanki. dedim ya seni seviyorum. Bu yanlış bir tabir. Ben sana aşığım. ölesiye, çıldırasıya. yanına kimse yaklaşamıyor bile. o yüzden bir ay boyunca kimse konunu bile açmama yanaşmadı. Cesaret edemedi kimse. Ama ben gördüm. Ama ben öldüm semih. Evet sen beni böyle bil. insanlığıma değer veriyorsan bana cevap atma. vermiyorsan yine atma. hani diyorlar ya "bil istedim..".

Kimle olursa olsun ister fatmanur ister başka biri.. mutlu ol. Seni kimsenin üzmesine izin verme lütfen.

Doğum günün kutlu olsun. Uzun ve çok mutlu bir hayatın olsun. Mutlu yıllar. Hoşçakal."

Bu mektup hiç bir zaman sahibine gönderilemedi. içinde yazılanların hepsi gerçekti, hissedildi. hep kalacak bir yaradır belkide. Değerliydi, kıymetliydi herşey, safça hissedilmişti en önemlisi. Hiç bir karşılık beklemeksizin.. yazanın hayatına aylar sonra başkası girdi zor zahmet. başta değil ama zamanla onu sevdi. onunla mutlu olmak istedi istiyor daha kıymetlisi. değer verildiğini hissetti yazan ilk defa. sadece beklediği için eli kimsenin eline değmemişti. Bu kez sarıldı sımsıkı gerçekten sevildiğini, önemsendiğini bilerek. üstelik bu kez semih'e benzettiği için hayatında değildi sevdiği. Kimseye benzediği için değil, o olduğu için sevdi.