bugün

aşık olunan kişiye açılmak

en baştan sadece sıradan bir arkadaşmış gibi yaklaşılmadığı sürece zor olmayacak ve ters karşılanmayacak eylem.

cinsiyetinizi bastırmadan kurduğunuz bir arkadaşlıksa zaten karşıdaki anlar, ona göre davranır; isterse devam eder, istemezse belli eder.

beğeniyorsanız sakın normal arkadaş muhabbeti yapmayın. fiziği, konuşması, duruşu ne kadar ilgi çekiciyse, o kadar aşık olunabilirdir, unutmayın.

cinsiyetinizi gözüne sokmanız gerekmiyor, fakat niyetliyseniz, hoşlanıyorsanız gayet basit ve abartısız bir şekilde kendinizi belli edebilirsiniz.

mesela, erkekseniz, bir ünlü manken hakkında, "onun bacaklarını beğenmiyorum" demeniz, bir şarkıcı için "sesi bir kadına yakışmıyor" demeniz yeterlidir (kötülemeniz gerekmiyor, örnekleme bunlar sadece. mesela "çağla şikel'in bacaklarını beğeniyorum" da diyebilirsiniz). ek olarak da fiziksel olarak hoşunuza giden şeylerini söylediniz mi, mesajı sorun yoksa alırlar.

bu muhabbetleri kaldıramıyorsa zaten o kaf dağındadır, çocuktur; uğraşılmaz, geri çekilinir.

burada ilgilenilmesi gereken bir başka husus da, aşık olduğunuz ya da niyetlendiğiniz kızın/erkeğin tercihleridir. cinsiyetleri konusunda baskılı olan kendisine yasak koyulmuş olan kişilerle yaşanabilecek aşk her açıdan zaten çocuksudur. yukarıdaki ölçütler geçerlidir ve böyle bir muamele ters teper.

gözüne bile rahat rahat bakamadığınız bir sevgili istiyorsanız, çok var, çok da güzel büyük kısmı. gidin alın. artık elini bile zor tutar, koklaşma safhasına bile geçemezsiniz.

ömür törpüsü.

bu dünya çok temiz, hayat çok edepsiz.
konuşmak, yaşamak gibi. çok gereksiz olsa da yapıyoruz bol bol.
laf laf laf. güzâf..