bugün

solgun gunes pembesi huzunler

saat 21.50.
bir akşam sabahıydı.
ankara'nın en azılı suçlularını barındıran incirlinin, karaamgörmüşcesine sokağının yanı başında duran lüks bir villaya kırmızı bir araba yanaştı. sonra bir anda arabanın içinden bir kadın indi. biranda iniyim derken kafasını arabanın tavanına çarpmıştı. bunu gören mahalle gençleri hunharca güldük. halbuki bir sorun vardı. burası incirliydi. burada gülmek ölmek demekti. hepimizi bir korkudur aldı. kimsenin konuşacak cesareti yoktu. yavaşça arabaya doğru yürüdük ve kadın bizi gördü. '' neden? '' dedi. neden herkes bana güldü. söyledik. burası incirli burada aşk ile ölüm arasında sadece bir tanga vardır. işte o zaman anladık biz de yaptığımız hatayı. hemen bayandan özür dileyip, parka çekirdek çitlemeye gittik. düşük diz pantolonum dizimin biraz üstündeydi. indirdim kimse görmeden. oradan incirli meslekte bir kavgaya karıştık. sol kulağımın sağ altından yaralandım. eve gittim. işte burada başladı her şey. tutunamamış bir yalnızlığın son kişisi. tutunamamış. ve bitti. evet. ama başlarken değil. biterken başlamıştı. bu yüzden her şey tek bir hece gibiydi. kısa ve etkili.