bugün

sevgilisiyle buluşmaya 9 tl ile giden zengin erkek

kredi kartına güvenerek cüzdanında nakit bulundurmayan zengin(!) erkektir.

coşkulu kol düğmeleri ve jilet gibi ütülü gömleğiyle, perwoll ile yıkanmış beymen pantolonu ile geleceği aydınlatan parlak siyah rugan ayakkabılarıyla mekana karizmatik ve kendinden emin tavırlarla girdikten sonra aklına bir şüphe düşer ve kız arkadaşına yönelerek;

+ "aşkım nakit durumun nedir, zengin misin?" der.
- "40 liram var, neden sordun ki?" yanıtını alır.
+ "kredi kartı geçmiyorsa falan, ne durumda'yız', diye sordum" der.

kız arkdaşının, "sorun değil, hallederiz" yanıtına, "bende de 9 lira var" diyebilme cürretini gösterir.

"hepimizin başına gelebilir" dediğinizi duyar gibiyim baylar, sakin olun. "çok başarılı" şirketlerin sahibi değilseniz, başınıza gelmez; müsterih olun.

yukarıda anlatılan olay gerçektir. söz konusu kız, yakınen tanıdığım bir arkdaşımdır. olay, Çengelköy Çınaraltı Çay Bahçesi'nde geçmektedir.

tanım: karizmayı 6 taksitle satın alıp, 1 saatte çizdiren talihsiz erkektir.

edit: mekanda kredi kartı geçmemektedir. söz konusu eleman, şirket sahibiyim biçiminde fors yapmanın peşine düşerken şirketin adresi dahi ortada yoktur. kredi kartını hala babasına ödetmekle birlikte ilişkinin birinci ayında kız arkadaşına "bu ay kredi kartım 1000 lira gelmiş, ne yapacağımı bilmiyorum, babam çok kızdı" demek gibi bir kafa yaşamaktadır.

beni bilenler bilir beyler, kimsenin ekonomik durumunu ağzıma sakız yapmam. bu konuda herkese eşit mesafedeyim. ancak bu kafayı affetmem, yani harbiden affetmem.